9 bin yıllık geçmişiyle sırlarının birçok kısmını derinlerinde saklayan ve Anadolu’nun en eski yerleşim yerlerinden biri olan Yumuktepe Höyüğü’nü ilk yazımda genel itibariyle ele almış ve Prof. Dr. Veli Sevin’in İçel Sanat Kulübü 1993 Yılı Aylık Bülteni’nde kaleme aldığı bilgiler doğrultusunda, son kazılarda elde edilen bulgularla birlikte burada yaşayan medeniyetlerin Batı Anadolu’dan etkilenmeye başladığını belirtmiştim. Yumuktepe Höyüğü’nde şimdiye kadar yapılan kazılar sonucu, Neolitik Çağ’a ait binalar, seramik parçaları ve opsidyen aletler bulunmuştur. Yumuktepe’de Kalkolitik Çağ’da yapılan bir “şehir suru” bulunmaktadır ve yapılan sur duvarının dönemdeki yerleşim yerini koruma amaçlı yapıldığı belirtilmektedir. Bu bağlamda Yumuktepe’de ilk olarak Kalkolitik Çağ’da korunaklı köy hayatına geçildiğini söylenebilir.
Yumuktepe Höyüğü’nde Orta Tunç Çağı 12. ve 9. katmanları kapsamakta ve tarih olarak İ.Ö 1500 -2000 yıllarını göstermektedir. Ayrıca yapılan arkeolojik kazılarda Orta Tunç Çağı dönemine ait, ‘ayaklı kadeh, mızrak, kadın heykelciği, gaga ağızlı testiler, mühür ve bıçak’ gibi arkeolojik kalıntılara rastlanmıştır. Kazılarda ortaya çıkan bu eserlerden mühür kullanılan ilk yerleşim yerlerinden biri olduğu niteliğini de Yumuktepe’de görmüş oluyoruz. Ayrıca Yumuktepe’nin Bakır İbaze Tesisleri’ne ev sahipliği yapan ilk yer olduğuyla ilgili de bazı bilim adamları tarafından görüşler ortaya çıkmıştır.
KİZZUVATNA VE ZEPHYRİUM
Belli bir süre Hitit İmparatorluğu’na bağlı Kizzuvatna Devleti’nin sınırları içerisinde bulunan Yumuktepe’de yine döneme ait şehir surları ortaya çıkmıştır. Aynı zamanda kerpiç yapılı binalar tespit edilmiş ve arkeolojik bulgularda bu dönemlerde amme hizmetinin de başladığı görülmüştür. Daha sonra Roma İmparatorluğu’nun sınırları içerisinde kalan Yumuktepe bu dönemde bir liman kenti olarak Zephyrium adını almış ancak deniz kıyısının güneye doğru kaymasıyla deniz ticareti Yumuktepe’nin yaklaşık 10 kilometre kadar güneybatı kısmında bulunan Soli’ye geçmiştir. Bu bağlamda Yumuktepe daha sonraki dönemlerde liman kenti özelliğini kaybetmiştir.
Yumuktepe bin yıllarca kesintisiz yaşanan yerleşim yeri olması niteliğiyle bir tarih kitabı gibidir. Arkeolojik kazıların devam ettiği Yumuktepe Höyüğü derinlerinde 9 bin yıllık hüznü, mutluluğu, insanlık tarihini, yaşam mücadelesini, sır gibi saklamaya devam etmektedir. Her katmanı ayrı bir döneme çıkan Yumuktepe Höyüğü, Anadolu ve Dünya tarihi için bulunmaz bir hazinedir.