“Yeni yüzyılda 100 il, 1000 ilçeden müteşekkil idari yapısıyla gücüne güç katmış bir Türkiye’yi inşa ve ihya etmemiz mümkündür”… MHP Lideri Devlet Bahçeli’nin partisinin TBMM’deki grup toplantısında sarf ettiği bu sözler Anadolu yarımadası ile Trakya toprakları üzerine kurulan Türkiye'de büyük heyecana neden olurken her ilden ilçenin, ülkenin yeni illeri arasında yer alma yarışı da başlamış oldu.
Bazı ilçeler ardı ardına toplantılar düzenlerken, bazısı yürüyüş yapmaya bazısı ise at ya da deve üzerinde şimdiden il olmayı kutlamaya bazısı da plaka kodunu daha şimdiden belirlemeye başladı.
Ancak burada önemli olan sadece nüfusu ya da il merkezine uzaklığı değil, ülkeye; tarımı, ticareti, sanayisi, turizmi, eğitim oranları ile katkı sağlayabilecek nitelikte olması gerekir.
Yeni il olacak olan 19 ilçede bu kriterlerin hangisi ya da hangileri belirleyici olacak ya da yeni kriterler neler olacak, il vasfına ulaşacak olan bu ilçeler neye göre belirlenecek ve bu kriterler ne zaman belirlenecek? Seçim sonrasına bırakılan bu konu bir daha ne zaman gündeme gelecek?
Ya da ülkedeki sorunları düşünüldüğünde ilk akla gelen; ekonomik kriz, açlık, yoksulluk, düzensiz göçmenler ve daha sayabileceğimiz onlarca sorun varken ülkenin tek sorunu hangi ilçelerin il olması mı?
İlçelerin verilen sözler sonrasında heyecanı ve talepleri elbette önemli ancak sorunlar sümen altı edildiği sürece ülkede 100 değil 1000 il olsa ne değişir ki; il sayısının artması demek yukarıda var olan sorunların da o derece artması demektir.
Haydi şimdi hepimiz yaşadığımız ilçelerin il olması için balkonlarımıza bayrak asalım, yürüyüşler düzenleyelim ve hatta at sırtına binelim, davullar, zurnalar çalalım.
Akşam olduğunda da haberlerde izlediğimiz var olan sorunları izleyerek dert yanalım.