2024 Paris Olimpiyatları’nda Team Türkiye kafilesinde en çok takip edilen sporcularımız elbette 2023’ün Avrupa Şampiyonu A Milli Kadın Voleybol takımımız olan nam-ı diğer Filenin Sultanları. Türkiye gündeminde futbol hakimiyetini kırarak aylarca konuşulan yıldızlar takımı, başarılarıyla, sporcularıyla, dansları ve elbette gündeme düşen tartışmalarla hayatlarımızın ortasına girdi. 2023 yılında arka arkaya elde ettikleri başarılarla ‘Biz voleybol ülkesiyiz’ sözünü de hayatlarımıza sokan Filenin Sultanları, ülkece ‘Bizim Kızlar’ olarak anılmaya da devam etti.

Tüm bu başarılar ve tartışmalar arasında 2024 Paris Olimpiyatları yolunda da ilerleyen Filenin Sultanları, müsabaka performanslarıyla konuşulmaya devam ediyor. Hollanda ile oynadıkları maçta muhteşem bir geri dönüş sergileyen takımımız 3-2’lik bir skor ile galibiyete ulaştı. Ama başarıların yanında tartışmasız geçen gündem günümüz olmuyor elbette. Olimpiyat kadrolarının belirlenmeye başladığı günden itibaren gerilimler devam ediyor. Bu tartışmanın konusu ise Tuğba Şenoğlu’nun yer alacağı bilinen kadronun İlkin Aydın’a verilmesi. Paris 2024 Olimpiyat Oyunları'nın açılış törenine saatler kala A Milli Kadın Voleybol Takımı kadrosunda yapılan değişiklik kamuoyunda tepki yaratarak olimpiyatların başından beri konuşuluyor. Takım karşılaşmalarına devam ederken tartışma hala devam ediyor. Zira Türkiye Voleybol Federasyonu’ndan da herhangi bir açıklama yapılmıyor. Tuğba Şenoğlu’nun menajerlik şirketinden imalı paylaşımların yanı sıra sosyal medyada kamuoyu tepkisi yükseler lobi sözlerini arka arkaya getirdi.

Durumu alevlendiren en kritik durum ise İlkin Aydın’ın ne zaman çekildiği belli olmayan, ırkçı söylemler barındıran yorumları. Aylarca Melissa Vargas üzerinden ülke gündeminde tartışmalar dönmüş, sporcuların etnik kökeninden, yönelimlerine kadar hayatları didik didik edilmiş ve linç malzemesi aranmıştı. İlkin Aydın’ın da aynı sahayı paylaştığı, beraber ter döktüğü, galibiyetleri omuz omuza yaşadığı takım arkadaşına dair sözleri gereken tepkiyi çekti. “Ben bir Türk sporcu olarak sahada el ele tutuştuğumuz zaman İstiklal Marşı okuyabilecek, o bayrağa baktığı zaman orada olduğu için gurur duyup tüyleri diken diken olabilecek bir sporcu olsun benim şahsi fikrim tabii ki. Takımımda bir Kübalı değil bir Türk vatandaşı görmek benim daha çok hoşuma gider” sözlerinin ne spor etiğinde ne de milli başarıların yarattığı sevinçlerde yeri olmaması gerekiyor. Tüm bunlar göz önündeyken hangi isimlerin, nasıl lobilerle kadro değişikliğini birkaç saat içinde yaptığı ise hala muamma… Ama biliyoruz ki defalarca şahit olduğumuz gibi rekorlarla o Kübalı getirir zaferi.