1970-80 yıllarında Mersin bürokrasisinde il müdürlerinin 13 tanesinden 11 tanesi Mersinliydi. Anamurlu, Gülnarlı, Mutlu, Aslanköylü, Tarsuslu vs. Mersin’de doğmuş, yaşamış, sağlık, eğitim, tarım, turizm, bayındırlık vs gibi sorunları aktif yaşadıkları için çözümlerde hiç sorun yaşamamışlardır. Zamanla göçlerinde etkisiyle nüfus artmış yerli halkın birlik ve dayanışma içinde olmamasıyla tek tek bürokrasideki müdürlüklerdeki yerlerini başkalarına bırakmışlardır.
Şimdi gelinen nokta Mersin’de 18 il müdürlüğünden 1veya 2 tanesi Mersin’in kendi evladıdır. Bu oranları Trabzon’da, Diyarbakır’da Kayseri’de bulamazsınız, izin vermezler. Giden Kayseriliyse örneğin gelende Kayserilidir. Ama Mersin’e, maalesef böyle kendi memleketinde sahip çıkılmaması çok üzücü.
En son Tarım İl Müdürü Arif Abalı alındı, Aslanköylü yerine başka şehirli biri geldi. Ahmet Ali Gümüş, Sağlık İl Müdürlüğü Daire Başkanlığı görevi verilmedi, yerine yine kesin başka şehirden biri gelir.
Suçu neydi; rüşvet mi yedi, görevi kötüye mi kullandı, ihaleye fesat mı karıştırdı? Açıklayın.
Bir halkın sevdiği, değer verdiği, halkını seven birini “Ben istemedim, gitti” demek çok ağır bir ego patlamasıdır. Artık bölgenin ana yapısını oluşturan Yörükler ve Araplar bu konuda çok rahatsız, kendi çocuklarına değer verilmemesi çok ağırlarına gidiyor.
Duyumlarımıza göre yakınlarda yine bazı “Mersinli müdürler” görevlerinden alınacak dedikodusu var. Mersin halkı iktidar vekillerinin 2 tanesi “Yörük, bizim çocuğumuz” diyerek blok destek verdi. 2. bölge Toroslar ve Çamlıyayla ile 7 ilçede 1. Parti oldu öbür ilçelerde de yüzde 51-49 başa baş geçti.
“Ankara 2 vekil çıkarır” derken Mersin halkı “Bizim çocuklar” diyerek destek verip 4 vekil çıkardı. Hüda-Parlı biri zaten hiç karışmıyor. Nurettin Nebati, eski bakan Ankara’yla ilgileniyor, iktidarın iki vekili Yörük çocukları Ali Kıratlı ve Havva Sibel Söylemez bu hassasiyete dikkat etmeli oy tabanına sahip çıkmalıdır. 31 Mart seçimleri yoksa ilçelerde tepki oylarıyla belediyeleri kaybettirir, Ankara da bunun hesabını sorar.
Dün haberlerde verdi; İlk Türk Uzay Yolcusu Mersin Silifkeli Alper Gezeravcı, “17 Ocak 2024'te uzaya gidecek”. “Uzaya Yörük kültürünü yansıtan eşyalar götürüp bırakacağım” dedi. Keşke söylemeseydi şimdi Mersin’deki bürokratlar NASA’yı arayıp “Ne işiniz var Mersin, Silifkeli bir Yörükle, başka birini tavsiye edelim, o gitsin, olmazsa başka ülkeden birini yollayın biz Mersin’de onlara müdürlük bile vermiyoruz, siz Yörük bir Mersinliyi uzaya yolluyorsunuz” derler.
Sessiz çoğunluğun sesi çıkmaya başladı artık hiç bir şey sizin istediğiniz gibi olmayacak.