Son günlerde Uğur Dündar’a yapılan saldırıları ve sosyal medya linç girişimini dikkatlice takip ettim. Ve 18 yaşında üniversite öğrencisiyken genç bir gazeteci adayı olarak ARENA programında çalışmak üzere kendisiyle el sıkışmamdan sonra yaşadıklarımı özetlemek istedim.
Onun gazeteciliğinden korkan, geldiği yeri kıskanan, yaptığı haberler ile menfaatine dokunduğu herkes, son günlerdeki gayrı meşru çocuk iftirasında olduğu gibi Dündar’a saldırmaya çalıştı. Her dönem yapıldı bu iftira kampanyası. Birileri de "Uğur Dündar hiç gazeteci yetiştirmedi" diye yazmış. Ben onun yetiştirdiği gazetecilerden biriyim. Buyurun kendisini bir de benden dinleyin…
Yıl 1995. Uğur Dündar o dönemde ülkenin en tanınmış ve güvenilir insanıydı. ARENA Programı’nda yaptığı haberler ile gündemi belirliyor, tüm izleyici kategorilerinde çoğu kez birinci oluyordu. Türkiye’nin saçma sapan dizilerin değil haber programlarının reyting aldığı güzel yıllarıydı.
Araştırmacı gazetecilikte ARENA, dosya haberciliği ve dış haberlerde 32. Gün programlar arasından sıyrılıyordu.
Uğur Dündar sert mizaçlı, hata affetmeyen, biriydi. Öyle seviliyordu ki sokağa çıktığı anda yüzlerce kişi etrafını sarıyor sevgi gösterisinde bulunuyordu. Değme pop yıldızları bile bu kadar ilgi görmüyordu. Onun vasıfları, yetenekleri ve gücü herhangi başka birinde olsa peygamberliğini ilan edebilirdi.
Benim gibi genç bir gazetecinin onun yanında çalışması büyük mutluluktu. Uğur Dündar ile ARENA programında yapım yardımcılığı yani muhabir asistanlığı görevinde bulundum. Sonrasında Kanal D Haber Merkezi’ne transfer oldum ve TV Muhabiri olarak yine onun ekibinde 7 yıl daha görev yaptım. Onun yanında çalıştığım yıllar bana onlarca yılın tecrübesini kazandırdı.
Uğur Dündar gazeteciliğinin yanında büyük bir televizyoncu idi. Bana göre gelmiş geçmiş en büyük televizyon gazetecisi. Röportaj yapmayı, çekim açılarını, soru sormayı, habere yaklaşımı, en başta da ahlaklı gazeteciliği ondan öğrendim.
Öğrendiğim başka bir şey de ahlaksızların kovanına çomak sokanların her dönem saldırılara maruz kaldığı oldu. Geçenlerde sosyal medyada viral olan Uğur Dündar’ın kendisine saldıran bekçiyi patakladığı görüntüler o dönemde Uğur Dündar’ı bitirmek isteyenlerce servis edilmişti mesela.
FETÖ’cüler Dündar’ın açığını yakalamak için özel hayatını ahlaksız yöntemlerle eşelemiş muvaffak olamamışlardı.
Uğur Dündar’a her dönem çamur atıldı dedim ya! Size komik bir anımı anlatayım. Birlikte çalışma dönemimiz bitmiş ben Mersin’e dönmüştüm. Bir mekanda kendi aralarında sohbet eden insanlardan biri diğerine Uğur Dündar’ın rüşvet ile haber yaptığını anlatıyordu. Konuşmaya dahil oldum. Sonrası şöyle gelişti
“Uğur Dündar rüşvet ile haber mi yapıyormuş?” diye sordum.
“Evet kesin olarak öyle yapıyormuş.” dedi.
“Ama ben onunla 8 yıl çalıştım ve gidilen haberler, yapılmayan haberler bunların nedenleri hakkında bilgi sahibiyim Uğur Dündar parayla haber yapmaz.” dedim.
“-Hayır! Çok güvenilir bir arkadaşımdan duydum. Rüşvet alıyormuş.”
“-Bak arkadaşım, Uğur Dündar her transfer olduğu kanaldan zaten yüklü miktarda ücret alırdı. Onun rüşvet almaya ihtiyacı yok. Hem medya sektörü öyle bir çamurdur ki bir ahlaksızlık er geç ortaya çıkar. O nedenle bunca yıl çalıştığım adamı bana mı anlatıyorsun? Hem kim bunu sana söyleyen?”
“-Benim pezev… bir arkadaşım var o söyledi rüşvet aldığını…”
Geçenlerde Uğur Abi ARENA’dan yetişen gazetecileri sayarken beni yazmamış. Hiç sorun değil. Ben Uğur Dündar’ın bana kazandırdıklarını biliyorum bu yeter.
Sonuç olarak bugün Mersin’de gazetecilik yapmaya devam ediyorum. Ben de ekibime Uğur Dündar gazeteciliğini öğretiyorum. Uğur Dündar televizyonculuğunu öğretiyorum. Bunca yıl birlikte çalışan ve şu an O’ndan hiçbir menfaati olmayan biri olarak Uğur Dündar’ı sizlere anlattım. Bana ya da diğer “arkadaşlara” inanmak size kalmış.