Barış Çoban

Öğrenci Seçme ve Yerleştirme Merkezi'nin (ÖSYM) her yıl üniversiteye girmek isteyen adaylara yönelik düzenlediği Yükseköğretim Kurumları Sınavı (YKS) sonuçları incelendiğinde Türkiye’nin eğitim sistemi gün geçtikçe kötüleşiyor. ÖSYM Başkanı Bayram Ali Ersoy'un açıkladığı sonuçlara göre YKS'de ortaöğretim son sınıf öğrencilerinin doğru cevap sayısı ortalamaları oldukça düşük.

Ersoy, sınavın birinci oturumu olan Temel Yeterlilik Testi'ne (TYT) başvuran yaklaşık 3,1 milyon adaydan 2,8 milyonunun, ikinci oturumda yapılan Alan Yeterlilik Testi'ne (AYT) başvuran yaklaşık 2 milyon adaydan ise 1,8 milyonunun sınava katıldığını açıkladı.

Açıklanan veriler

TYT'ye girenler 40 soruluk Türkçe testinde ortalama 21,427 soruyu doğru cevaplarken, doğru cevap sayısı; 20 soruluk sosyal bilimlerde ortalama 9,001, 40 soruluk matematik testinde ortalama 7,955, 20 soruluk fen bilimleri testinde ortalama 3,478 oldu.

İkinci oturumda yapılan Alan Yeterlilik Testi'nde (AYT) ise başarı daha da düştü. Ortalama doğru cevap sayısı; 40 soruluk Matematik testinde 5,547, 14 soruluk Fizik testinde 2,247, 13 soruluk Kimya testinde 1,457 ve 13 soruluk Biyoloji testinde 2,324 olarak gerçekleşti.

AYT 24 soruluk Türk Dili ve Edebiyatı testinde doğru cevap ortalaması 5,935 olurken, 10 soruluk Tarih-1 testinde 2,484, 6 soruluk Coğrafya-1 testinde 2,103, 11 soruluk Tarih-2 testinde 2,076, 11 soruluk Coğrafya-2 testinde 2,416 oldu.

12 soruluk Felsefe grubu testinde 1,964, 6 soruluk din kültürü ve ahlak bilgisi/ek felsefe grubu testinde ise 1,275 doğru cevap ortalaması var.

Uzmanlara göre, ortalamalar doğru cevap sayısı üzerinden değil de geçmiş yıllarda olduğu gibi net sayılarına göre hesaplansaydı daha vahim bir tablo ortaya çıkacaktı. Sınavda dört yanlış bir doğruyu götürüyor. İki yıllık ön lisans programları için TYT'ye girmek yeterli olurken dört yıllık lisans programlarına tercih yapacakların TYT'nin yanı sıra AYT'ye de girmesi gerekiyor.

Suç, sınav odaklı sistemin

184523

Yeni okul dönemi, yeni MEB kuralları Yeni okul dönemi, yeni MEB kuralları

Konuya ilişkin Eğitim Sen Mersin Şube Başkanı Mahmut Sümbül ile konuştuk. Sümbül, sınav sonuçlarının öğrencilerin değil, sınav odaklı sistemin ve MEB’in başarısızlığı olduğunu iddia etti.

Her yıl başarısızlığın daha da arttığını dile getiren Sümbül, “Bilimden uzak, atamaların mülakat ağırlıklı ve liyakatten uzak yöntemlerle yapılması gençlerin umudunu ve çalışma azmini kırıyor. Bu nedenle yurt dışında gelecek arama uğraşısı artıyor. Matematik ve fen bilimleri başta olmak üzere her alanda başarı oranı gittikçe düşüyor. Kitaba ulaşmanın zorlaştığı günümüzde okumanın azaldığı yorum ve değerlendirme yapmanın zorlaştığı ve doğal olarak başarının da düştüğü görülüyor. Sınav odaklı sistem devam ettikçe bu durum öğrenci aleyhine devam edecektir” dedi.

Kabiliyeti esas alan bir eğitim sistemine ihtiyaç var

İlgiyi ve kabiliyeti esas alan bir eğitim sistemine ihtiyaç olduğunu söyleyen Sümbül, “Çocuklarımız, gençlerimiz geleceğimizdir. Bu sistemin devamı için araştırmayan, sorgulamayan, itaat eden, biat eden bir gelecek isteniyor. Aydınlık yarınlarımız için bu eğitim sistemi - müfredatına dur dememiz gerekiyor. Bunun için ortak akılla, geleceğimize ve yapımıza en uygun eğitim sistemini birlikte inşa etmeliyiz. Daha önceki yıllarda sınav sonuçlarına dayalı olarak bölgesel oranları göreceğimiz listeler yayınlanırdı. Son yıllarda LGS ve YKS de bu listeler artık yayınlanmıyor. Çünkü bölgeler arası uçurum her yıl daha da artıyor” diye konuştu.
Deprem kontenjanına da değinen Sümbül, “Deprem kontenjanlarının ülke genelinde uygulanmaması da ayrı bir sorun. Açık öğretim kontenjanlarının arttırılıp örgün eğitim kontenjanlarının azaltılması da rekabetçi sistemi daha da kızıştırıyor. Oysa ihtiyacımız olan şey öğrencilerin rekabeti değil ilgi ve yeteneklerini açığa çıkaracak yönlendirme ve eğitim modelidir” açıklamasında bulundu.

Muhabir: Barış Çoban