Haber / Ceren Seyran İnan
Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’ne ve tüm devletlere çağrı yapan 34 insan hakları örgütü Gazze için bir araya geldi. Gazze’de yaşanan sivil ölümlerine ve şiddete karşı İsrail’e silah satışının durdurulmasını isteyen örgütler Uluslararası Adalet Divanı kararını işaret etti.
İsrail’in işgaline dair saptamalarını aktaran örgütler Filistin’de olanları yıkım olarak tanımlayarak İsrail güçleri ve yerleşimcilerin, çocuklar dahil Filistinli sivillerin öldürülmesi ve kalıcı olarak sakatlanmasıyla sonuçlanan saldırılarda, uluslararası hukukun açıkça ihlal edilmesini de içeren silah kullanımı ve toplumsal cinsiyete dayalı şiddet vakaları gibi etkileri detaylandırdı. Filistinlilerin keyfi olarak gözaltına alındığını ve İsrail’in askeri mahkemelerinde yargılandıklarını, Filistinlilere ait evlerin ve mülklerin yıkıldığını aktaran örgütler, İsrail’e silah ve mühimmat transferi ve satışını durdurmayı da içeren Uluslararası Adalet Divanı’nın tavsiyesini hatırlattı.
“Boş açıklamaların zamanı geçti”
Ortak yayınlanan açıklamada şu sözlere yer verildi:
Bu uygulamalar on yıllardır hesap verebilirlik olmadan gerçekleştiriliyor; ancak son 11 aydaki, silah, parça ve mühimmatın neredeyse koşulsuz tedariki ile körüklenen artış, işgal altındaki Filistin toprağı genelinde Filistinliler için akıl almaz bir insani felakete yol açmıştır. İsrail ordusunun bu yıl neredeyse her gün insanların öldürülmesi ve yaralanmasıyla sonuçlanan geniş çaplı kara ve hava saldırıları nedeniyle Batı Şeria’daki durum da hızla kötüye gidiyor. İsrail işgali altındaki şiddet ve kısıtlamalar, insani yardım, insan hakları ve kalkınma örgütlerinin görevlerini yerine getirmelerini neredeyse olanaksız hale getirdi. Üye devletler tarafından sağlanan insani destek, İsrail yetkilileri tarafından devamlı engelleniyor. İnsani yardım örgütlerinin ulaştırabildiği yardımlar ihtiyaçları karşılamakta yetersiz kalıyor ve uluslararası toplumun bu kadar uzun bir süredir devam etmesine izin verdiği onlarca yıllık İsrail işgalinin meydana getirdiği insani sonuçların temel nedenlerini ortadan kaldırmıyor.
Uluslararası Adalet Divanı’nın tavsiye görüşüne uyulmaması, devletlerin uluslararası hukuku uygulamalarında seçici davranabileceği mesajını iletecektir. Devletlerin uluslararası kurumları ve yaklaşık 80 yıldır yürürlükte olan uluslararası düzeni güçlendirmeleri ve bunlara bağlılıklarını göstermeleri şarttır. Boş açıklamaların zamanı geçti. Tüm üye devletler, daha fazla hayat telafisi mümkün olmayan bir şekilde yok edilmeden önce Uluslararası Adalet Divanı’nın tavsiye görüşüne kararlılıkla uymak üzere harekete geçmelidir”