Haber / Begüm Acımış

Mevsim normalleri üzerinden seyreden bir yaz sezonunun ardından kışa hızlı ve sert bir giriş yaptık. Yurdun dört bir yanı yoğun bir kışla mücadele ederken, bu mevsimde aklımıza ilk gelen üçlemenin de sezonu başladı. Bu içleme ne mi? Elbette ki kahve, kitap ve yağmur. Sadece romantikler için mi geçerli bu üçleme, tabii ki hayır, herkes yağmur sesini duyduğu andan itibaren iki unsuru da hatırlar. Kimimiz bu üçlemeyi uygulamaya koyarız kimimizinse sadece hayallerinde kalır.

Peki, neden soğuk havalarda bu üçleme hep akılımıza gelir?

Yağmurun sesi, görüntüsü ve etkisi insanları ister istemez dinginleştirir. Serin havanın etkisiyle kendimizi başka hayatlara ya da olaylara entegre edip ısınmak isteriz bu da kitabın etkisi olur. Kahve ise hem içimizi ısıtır hem de bu serin havada bizi dinç tutar. İşte size bu muhteşem üçlünün hafızalara kazınmasının sebebi.

Kahve, kitap ve yağmur birbirine o kadar bağlı ve unutulmazdır ki bazen yaz mevsiminde bile aklımıza gelir ve o sıcakta dahi “Bir yağmur yağsa da elimize kitap alıp kahve içsek” deriz.

Bazen bu üçlemeye hafızalarda şömine de eklenir. Ama günümüz koşulları herkesin evinde şömine olmasına imkan vermemektedir.

Bazılarının ise tercihi battaniyeden yana olabilir. Evet, o da kabulümüzdür ve bu üçlemeye en çok yakışan diğer seçeneklerdendir. Bunun maliyeti şömineye göre daha uygundur.