Eski Ülkü Ocakları Eğitim ve Kültür Vakfı Başkanı ve Hacettepe Üniversitesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Sinan Ateş’in öldürülmesine ilişkin 22 sanığın yargılanmasına başlandı. Ankara 32. Ağır Ceza Mahkemesince Sincan Ceza İnfaz Kurumları Kampüsü’ndeki salonda görülen davaya tutuklu ve tutuksuz sanıklar ile taraf avukatları katıldı. Öğle arası nedeniyle duruşmaya 1 saatlik verilen aranın ardından tutuklu sanıkların dinlenilmesine devam edildi.

Duruşmanın öğleden sonraki bölümü başlamadan önce Suat Kurt, "İsmail Saymaz" diye bağırdıktan sonra, "Sen teröristlerin sözcülüğünü yap” sözleriyle gazeteci Saymaz’a tepki gösterdi.

Ardından tetikçi Eray Özyağcı’yı azmettirdiği iddia edilen Tolgahan Demirbaş Mahkeme başkanının söz vermesi üzerine beyanlarda bulundu. Hakkındaki tüm suçlamaları reddeden Demirbaş, kimseyi azmettirmekten değil, bir camiayı zan altında bırakmak için kamuoyu baskısı ve algı operasyonuyla burada olduğunu öne sürdü.

Demirbaş ifadesine şöyle devam etti: "Cep telefonumu olayla alakam olmadığını göstermek için şifresiyle polise teslim ettim. O bilgiler 8 ay önce yaşanmış bir olaya ait, bu olayla ilgisi, irtibatı yok. Ben maktule ait hiçbir bilgiyi hiç kimseye yönlendirmedim. Ben maktulün ev adresini bilmiyorum, kimseyi oraya yönlendirmedim.”

Demirbaş, maktul Sinan Ateş’in eşi Ayşe Ateş hakkında bilgi toplayıp toplamadığına ilişkin soru üzerine de, "Hiçbir arkadaşımızın, hiçbir ülkücünün kadınla, çocukla işi olmaz" diye konuştu.

Tetikçi Eray Özyağcı’yı ve tetikçiyi olay yerine getiren ve oradan kaçıran motokurye sanık Vedat Balkaya ile cinayet öncesi keşif yapan Suat Kurt’un Ankara’daki konakladığı evin sahibi Zekeriya Asarkaya ise hakkındaki suçlamalara itiraz etti.

“Olayla bir alakam varsa dünyanın en namussuzu benim”

Suat Kurt’un Ankara’da kaldığı evi organize ettiği iddia edilen sanık Hakan Saraç, “Benim bu yaşanan olayla bir alakam yoktur. Eğer bir alakam varsa dünyanın en namussuzu benim. Geçmişte yaptığımız hataların bedelini 20 sene cezaevinde kalarak ödedim. Ben ailemle vakit geçirmeyi seven birisiyim. Neden suç işleyim ki. Tahliyemi talep ediyorum” dedi.

Eray Özyağcı ile birlikte Ankara’ya gelen polislerden Aşkın Mert Gelenbey, Özyağcı’nın çocukluk arkadaşı olduğunu, Ankara’ya gideceğini belirtip, "Sen de gel, abini görürsün" demesi üzerine geldiğini anlattı.

“Eray Özyağcı’nın aranması olduğunu bilseydim, onu asayiş ekiplerine teslim ederdim”

Diğer polis memuru Muratcan Çolak’ın Ankara’ya geldikleri aracı kullandığını söyleyen Gelenbey, “Eray arka koltukta oturuyordu, beraber sohbet ederek geldik. Ankara’ya gelince abimi aldık. O esnada Eray arka koltuğa geçti. Ben şoför koltuğuna geçtim. Uygulama noktasında çevrildik, ben aracın farlarını kapatıp, iç ışığını açtım. Polis memurları da, ‘gençler devam edin’ dedi. Bizde hiçbir evrak göstermeden yolumuza devam ettik. Eğer Eray Özyağcı’nın aranması olduğunu bilseydim, onu asayiş ekiplerine teslim ederdim” ifadesine yer verdi.

Sanık ifadelerinin ardından duruşma yarın devam etmek üzere ertelendi.

Kaynak: İHA