Haber / Ceren Seyran İnan

Birçoğumuz tarihe dair birçok bilgiyi bilsek de en önemli ayrıntıları anılardan öğreniyoruz. Bunlardan bir tanesi de Cumhuriyetin ilanına giden yolda yaşananlar ve ilanın sonrasında olanlar. Herkes 28 Ekim akşamı Mustafa Kemal’in ağzından çıkan o meşhur sözleri bilir; ‘Efendiler yarın Cumhuriyet’i ilan edeceğiz’.

Peki 29 Ekim tarihinin seçilmesinin nedeni var mıydı? Bu sorunun cevabını yine Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucusu, ilk Cumhurbaşkanı Mustafa Kemal Atatürk’ün anılarından öğreniyoruz. Cumhuriyet’in ilanının 2 yıl sonrasında bir akşam yemeğinde ortaya çıkan büyük anlam. Ekim 1925'te Fahrettin Altay Paşa Çankaya'da Atatürk'ün misafiridir. Zihnini hep meşgul eden bir soru vardır.

'Acaba Mustafa Kemal Atatürk Cumhuriyeti neden 29 Ekim'de ilan etmiştir. Neden 27 Ekim veya 1 Kasım değil?'

Çankaya Köşkünde yemek sonrası Atatürk'ün yanına gider.

"Paşam benim dikkatimi çekmiştir. Cumhuriyetimizin ilanının 29 Ekim gecesine denk gelmesi acaba bir tesadüf müdür? Üç gün evvel, beş gün sonra da olabilirdi" der.

Bunun üzerine Atatürk şunları söyler:

"Mütarekenin ilk günlerini hatırlarsın. Saray ve hükümet teslimiyeti kabul etmişti. Hükümet sarayın, saray da itilaf devletlerinin elinin altına girmişti. Mondros 30 Ekim 1918'de imzalanmıştı. Peki, 30 Ekim 1918'den bizim İzmir'e girdiğimiz tarih olan 9 Eylül 1922'ye kadar kaç yıl geçti? Dört yıl. 29 Ekim 1923'te Cumhuriyeti ilan ettik. Sen benim 30 Ekim 1918 sonrası günlerdeki çektiğim azabı bilirsin. Yanımdaydın. Mondros 30 Ekim'dir. Cumhuriyet 29 Ekim. İşte bu da, mazlum bir milletin ahıdır”

Mustafa Kemal Atatürk, mağrur ve galip batılı devletlere

“Burun tıkanıklığı” deyip geçmeyin “Burun tıkanıklığı” deyip geçmeyin

“Ben 30 Ekim'i tanımıyorum! Sizden bir gün öndeyim. Siz 29 Ekim'i tanıyacaksınız!” demiştir.

Muhabir: Ceren Seyran İnan