Denizli Milletvekili Sema Silkin Ün, görüşmeleri devam eden asgari ücretle ilgili olarak, “28 bin liranın altında verecek tüm rakamlar sefalet ücretidir, zulüm ücretidir. Bunun üzerine refah payının mutlaka ilave edilmesi gerekir” dedi.

Denizli Milletvekili Sema Silkin Ün, görüşmeleri devam eden asgari ücretle ilgili olarak değerlendirme yaptı. Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde bütçe görüşmelerinde kürsüye çıkan Milletvekili Sema Silkin Ün, “Asgari ücretle ilgili konuyu milyonlar yakından takip ediyor. Ülkemiz bölgemizde yaşanan gelişmeler nedeniyle stresli zamanlardan geçiyor. Böyle gerginlik dönemlerini sağlıklı yönetmek ancak halkının refahını öncelemekle, vatandaşın ekonomik direncini artırmakla mümkün olur. Ülkemizde istisnai bir ücret olmadığı, ortalama bir ücret hâline geldiği için asgari ücretin seviyesi toplumun geniş kesimlerini ilgilendiriyor. 2025 yılı için kaç yıldır tutturamadınız, hedef enflasyona göre hesaplayarak 20 bin 570 lira gibi bir rakam söyleyeceksiniz. Gerçekleşen, hedef ortalaması almak gibi bir planlamanız var, öyle olduğunda da 22 bin 600 liralık bir rakama karşılık geliyor ama bunların hepsi sefalet ücreti. Oysa bir yıl önce 17 bin lira olarak belirlediğiniz asgari ücretin bugün satın alma gücü itibarıyla karşılığı 11 bin 500 liraya geliyor. Gerçekleşen enflasyon yüzde 44, beklenen enflasyon da yüzde 21, bunun toplamını alarak zaten 28 bin liranın altında açıklanacak tüm rakamlar asgari ücretli için sefalet ücretidir, zulüm ücretidir” diye konuştu.

Başkan Kepenek, Honaz’a yeni bir park daha kazandırdı Başkan Kepenek, Honaz’a yeni bir park daha kazandırdı

Refah payının göz ardı edilmemesi gerektiğine dikkat çeken Ün, “Bunun üzerine refah payının da mutlaka ilave edilmesi gerekir. Şimdi, hep bir ağızdan ‘Enflasyondan şikâyet ediyorsunuz, hem de enflasyonu körükleyecek zam talep ediyorsunuz’ diyeceksiniz, bu iddianızın gerçek olmadığını 2015 yılında Sayın Davutoğlu’nun Başbakanlığı döneminde asgari ücrete yapılan yüzde 30 zammın enflasyonu artırmadığını, aksine enflasyonun düştüğünü gördüğünüzde anlayacaksınız. Evet, olağanüstü gerilim şartlarında bir devlet için en büyük risk halkının karnını doyuramamasıdır, bu riski nasıl alıyorsunuz” şeklinde konuştu.

Kaynak: iha