Haber / Alper Yetgün
KESK Mersin Şubeler Platformu, “İnsanca bir yaşam için iş bırakıyoruz” başlığıyla 13 Ocak’ta iş bırakarak Özgür Çocuk Parkı’nda basın açıklaması düzenledi. KESK’e bağlı sendikaların üyeleriyle Emek ve Demokrasi Platformu bileşenlerinin katıldığı açıklamada enflasyon ve ekonomik zorluklara vurgu yapıldı. KESK Şubeler Platformu adına açıklama yapan Büro Emekçileri Sendikası Başkanı Kemal Göçmen, “2025 yılını yüzde 30’luk asgari ücret zammının yanı sıra, kamu emekçileri ve memur emeklilerine yapılan yüzde 11,54; işçiler ve işçi emeklilerine reva görülen yüzde 15,75’lik sefalet zamları ile karşıladık. 1 Ocak’tan itibaren vergi ve harçlara yüzde 44 zam yapıldı. 2025 bütçesine göre attığımız her adımda ödediğimiz KDV’de geçtiğimiz yıla göre yüzde 81, ÖTV’de ise yüzde 51 artış olacak. Hükümetin kendi alacaklarına yaptığı zam oranları ortadayken, kamu emekçilerine ve emeklilere reva görülen maaş artış oranının sadece yüzde 11,54 olması utanç verici bir durumdur” diyerek maaşlara yapılan zam oranlarına tepki gösterdi.
“Alım gücümüz her geçen gün düşüyor”
Kamu emekçilerinin emeklerinin karşılığını alamadığını dile getiren Göçmen, “Siyasi iktidarın toplumun büyük bölümünü oluşturan işçiler, kamu emekçileri ve emeklileri sefalete mahkûm eden politikalarına ve emeğimizin değersizleştirilmesine karşı bir kez daha sesimizi yükseltmek ve taleplerimizi kamuoyuyla paylaşmak için buradayız. Temel tüketim maddelerine ve kiralara yapılan yüksek oranlı zamlar, kamu emekçilerinin geçim koşullarını zorlaştırırken, alım gücümüzün her geçen gün biraz daha düşmesine neden oluyor. Bu nedenle, vergide adaletin sağlanması, ek ödemelerin emekliliğe yansıtılması, insanca yaşayacak bir ücret talebi bugün tüm kamu emekçilerinin ortak talebi haline gelmiş durumdadır” ifadelerini kullandı.
“Taleplerimiz net”
Enflasyon oranları karşısında emekçilerin maaşlarının eridiğini belirten Göçmen, “Talebimiz nettir. Ücretli çalışanların vergi dilimi yüzde 10 olarak sabitlenmeli, temel ihtiyaç maddeleri üzerindeki dolaylı vergiler kaldırılmalıdır. Kamu emekçileri, maaşlarının büyük bir kısmını oluşturan ek ödemelerin emekliliğe yansıtılmamasından dolayı emekli olduklarında ciddi bir gelir kaybı yaşamaktadır. Yıllarca kamu hizmetinde çalışan emekçiler, emeklilik dönemlerinde ‘açlık sınırının altında’ yaşamaya mahkûm edilmemelidir. Bugün, kamu emekçilerinin aldığı maaşın neredeyse yarısı ek ödemelerden oluşmaktadır. Ancak bu ödemeler, emekli maaşına dâhil edilmediği için; yani aslında ‘kayıt dışı çalıştırıldığımız için’ emekli olanlar büyük bir gelir kaybına uğramaktadır. Bu adaletsiz uygulamaya derhal son verilmeli, tüm ek ödemeler emekliliğe yansıtılmalıdır” diyerek taleplerini sıraladı.
Daha iyi bir gelecek için iş bıraktıklarını söyleyen Göçmen talepleri şu şekilde sıraladı:
“Tüm emekçiler için insanca yaşanabilir bir ücret ve adil bir gelir dağılımı istiyoruz.
Bu sefalet zam aldatmacasına karşı, en düşük memur maaşının acilen yoksulluk sınırının üzerine yani 79 bin TL’ye çıkartılmasını talep ediyoruz.
Başta metropoller olmak üzere barınma ihtiyacımızı imkansız hale getiren kira fiyatlarına karşı, güncel verilere denk düşen kira yardımı talep ediyoruz.
Asgari ücretin, insan onuruna yaraşır bir ücret düzeyine çıkartılmasını talep ediyoruz.
Kamuda mülakat değil, liyakat, yani kadrolu güvenceli istihdam talep ediyoruz.
Bizleri toplu sözleşme masası adı altında, siyasal iktidarın iki dudağı arasına bırakan ve tüm yetki ve kararın hükümete terk edildiği sahte sendika yasasına karşı, gerçek grevli bir toplu sözleşme düzenlemesi istiyoruz.”