İLETİŞİMİN EVRİMİ

Abone Ol

İnsanlar iletişime duydukları ihtiyacı öyle ya da böyle gidermenin bir yolunu bulurlar. Mesela Anadolu'da iki kişinin birbiriyle gizliden gizliye haberleşmesine -ki bu genelde gönlü birbirine düşmüş kızla erkek arasında olur- İŞMARLAŞMAK derler. Çeşme başında su dolduran kızla köyün bıçkın delikanlısının birbirini görüp sevdalanmasıyla çöp çatan - dating sitelerinin farkı ne?! Ya da; Osmanlı dönemini işleyen filmlerde gördüğümüz - Üsküdar'a gider iken şarkısı eşliğinde olur genelde - genç kızın beğendiği erkeğe mendilini atması ile Facebook'taki like uygulamalarının birbirinden farkı ne?! Öyle ya da böyle iletişim bir yolunu buluyor. İster posta güverciniyle, ister dumanla, ister son teknoloji bir cihazdan gönderdiğin e-posta ile.

Çocuktum; telsiz çılgınlığı vardı. "Break break, arkadaş arıyorum arkadaş arıyorum..." Gazetelerde "telsizde tanıştılar, evlendiler" haberleri çıkardı. Sonra internet ve bilgisayarla tanıştık. Önce MIRC, sonra ICQ girdi hayatımıza. Bilgisayar ve internet bağlantısı o kadar pahalıydı ki, akşamları evinden internete bağlananlar ancak belirli bir gelir seviyesinin üstünde olan insanlardı. Kaliteli sohbetler olurdu. Bu esnada siberalem, yonja gibi çöpçatan siteleri fırtına gibi esiyordu. Tıpkı bir zamanlar telsiz haberleri gibi evlilik haberleri çıkmaya başladı. Ardından ADSL ve MSN Messenger gümbür gümbür yayıldı. Kullanım o kadar yaygınlastı ki, karikatürlerde uzaylılara bile "cam var mı cam?!" diye sorar oldu herkes. Akıllı telefonlar, Mobil internet ve Facebook gibi sosyal paylaşım uygulamaları üçlemesiyle global bir çılgınlığın içine girdik. Hipnotize olmus bir kitle "saate bak, saate bak!" denmişçesine ekrana kilitlenerek yaşamaya başladı. Bağımlılık tedavileri içine internet bağımlılığı da alındı. Andy Warholl'un "Herkes bir gün 15 dakikalığına ünlü olacak!" kehaneti gerçekleşti. E-posta hesabı olmayana iş yok, Facebook hesabı olmayana da kız yok. İnternet bizi dünyaya bağladı ama, yanı başımızdakilerden kopardı. Takip teknolojilerinin artması ise kontrol delisi kurumlar ve mecburi paranoyak insanlar yarattı.

Bakalım Matrix'e ne zaman gireceğiz?! O gün geldiğinde siz kırmızı hapı mı, yoksa mavi hapı mı tercih edeceksiniz?

Herkese iyi hafta sonları dileklerimle