Tarım ve Orman Bakanı İbrahim Yumaklı: "Cumhur İttifakı’nın sarsılmaz iradesi, Türkiye’nin terör belasından bir an önce kurtulmasıdır” Tarım ve Orman Bakanı İbrahim Yumaklı: "Cumhur İttifakı’nın sarsılmaz iradesi, Türkiye’nin terör belasından bir an önce kurtulmasıdır”

Kastamonu İl Sağlık Müdürü Uzm. Dr. Çağdaş Derdiyok, diyabet hastalığının 2021 yılında 6,7 milyon kişinin ölümüne sebep olduğunun tahmin edildiğini belirterek, "Diyabetli olan yaklaşık 2 yetişkinden birine yani yüzde 44’üne tanı konulamamaktadır" dedi.

Kastamonu İl Sağlık Müdürü Uzm. Dr. Çağdaş Derdiyok, “Dünya Diyabet Günü” sebebiyle mesaj yayınladı. Diyabet ile ilgili önemli bilgiler veren İl Sağlık Müdürü Derdiyok, dünyadaki diyabet hastası sayısının 2045’te 783 milyona çıkmasının beklendiğini söyledi. "Diyabetli olan yaklaşık 2 yetişkinden birine yani yüzde 44’üne tanı konulamamaktadır" ifadelerine yer veren Derdiyok,"Bu rakam 240 milyondur. Bunların çoğu tip-2 diyabettir. Diyabetli her 4 kişiden 3’ünden fazlası düşük ve orta gelirli ülkelerde yaşamaktadır. 541 milyon yetişkinin tip 2 diyabete yakalanma riski yüksektir. 1,2 milyondan fazla çocuk ve ergen (0-19 yaş) tip 1 diyabetlidir. Diyabetin 2021’de 6,7 milyon kişinin ölümüne neden olduğu tahmin edilmektedir” dedi.

Dünya Diyabet Günü’nün, 1991 yılında Uluslararası Diyabet Federasyonu ve Dünya Sağlık Örgütü tarafından oluşturulduğunu belirten Dr. Derdiyok, “Dünya Diyabet Günü’nün 2024-2026’nın teması ‘Diyabet ve Esenlik’tir. Diyabet bakımına uygun erişim ve destek ile diyabetli herkes iyi yaşama şansına sahiptir. Diyabetli kişilerin yüzde 90’ından fazlasında sosyoekonomik, demografik, çevresel ve genetik faktörlerden kaynaklanan tip 2 diyabet vardır. Tip 2 diyabetin artışına katkıda bulunan başlıca faktörler, kentleşme, yaşlanan bir nüfus, azalan fiziksel aktivite seviyeleri, yanlış beslenme alışkanlıkları ve aşırı kilo ve obezite yaygınlığının artmasıdır. Ancak, tip-2 diyabet için önleyici tedbirler alarak ve tüm diyabet tipleri için erken teşhis ve uygun bakım sağlayarak diyabetin etkisini azaltmak mümkündür . Bu önlemler, bu durumla yaşayan kişilerin komplikasyonlardan kaçınmasına veya bunları geciktirmesine yardımcı olabilir. Diyabet ve kalp damar hastalıkları dünya çapında önde gelen ölüm nedenleri arasındadır ve bireyler, sağlık sistemleri ve toplumlar üzerinde büyük bir yük oluşturmaktadır. Avrupa’da 60 milyondan fazla kişi diyabetle yaşamakta olup bunların 32 milyonu Avrupa Birliği’nde bulunmaktadır. Avrupa Birliği’nde 60 milyondan fazla kişi de kalp damar hastalıkları ile yaşamaktadır. Diyabet, kalp damar hastalıkları ve diğer bulaşıcı olmayan hastalıklar önlenmesini iyileştirmek, değiştirilebilir davranışsal risk faktörlerinin yanı sıra hava kirliliği, diğer çevresel stres faktörleri ve inşa edilmiş çevre gibi dış faktörleri ele almak için çapraz ve tüm politikalarda sağlık yaklaşımı gerektirir. Bunların hepsi bulaşıcı olmayan hastalıklarda da ortak risk faktörleridir” diye konuştu.

Sağlık Bakanlığı bünyesinde, önceki yıllarda da diyabetle programlı bir şekilde mücadele yaklaşımıyla çalışmalar yürütüldüğünü ifade eden İl Sağlık Müdürü Derdiyok, “DSÖ Avrupa Bölge Ofisi ve Uluslararası Diyabet Federasyonu’nun girişimi ile hazırlanan ve 1989 yılında ilan edilen ‘St.Vincent Bildirisi’ ülkemiz adına 1992 yılında imzalanmıştır. 1994 yılında Sağlık Bakanlığı önderliğinde ‘Ulusal Diyabet Programı’ adı ile geliştirilen program uygulamaya konulmuş ve halen Türkiye Diyabet Programı olarak yürütülmektedir. Programda diyabetle etkin mücadele edilebilmesi için ulaşılması gereken 5 amaç belirlenmiştir. Bu amaçlar etkin diyabet yönetimi için politika geliştirmek ve uygulamak, diyabetin önlenmesini ve erken tanı konmasını sağlamak, diyabet ve komplikasyonlarının etkin tedavisini sağlamak, çocukluk çağında diyabet bakım ve tedavisini geliştirmek, Tip 2 diyabet ve obeziteyi önlemek ve diyabet ve diyabet programını etkin izlemek ve değerlendirmektir. Her bir amacın hedefine ulaşması için stratejiler ve somut eylemler önerilmiştir” şeklinde konuştu.

Derdiyok, “Türkiye Diyabet Programı, diyabetin en önemli risk faktörü olan obezitenin önlenmesi amacıyla yürütülen ‘Sağlıklı Beslenme ve Hareketli Hayat Programı’ ile de desteklenmektedir. Programlarımız Bakanlığımız ve ilgili paydaşlar ile birlikte kararlılıkla yürütülmektedir” ifadelerini kullandı.

Kaynak: iha