Haber / Ceren Seyran İnan

I M G 0155

İnsan Hakları Evrensel Bildirgesi’nin kabul edilişi sebebiyle ilan edilen İnsan Hakları Haftası kapsamında etkinlikler yapan İHD Mersin Şubesi, Özgür Çocuk Parkı’nda basın açıklaması düzenledi. Açıklamanın ardından hapishanelere dayanışma kartı gönderme etkinliği gerçekleştirildi. İHD Mersin Şubesi adına açıklama yapan Yönetim Kurulu Üyeleri Bekir Sıtkı Keçeci ve Şükran Aktaş, hak ihlalleri, kayyım politikaları, kadın cinayetleri, ekonomik kriz üzerine konuştu.

“İnsan haklarını savunmak görevimizdir”

Günümüz şartlarında Ortadoğu coğrafyasında yaşanan insan hakları ihlallerini, savaş suçlarını ve çatışmaları hatırlatan Bekir Sıtkı Keçeci, “Yaşanan tüm olumsuzluklara karşın dünyanın her yerinde halklar özgürlük, adalet, eşitlik ve insan hakları talepleriyle itirazlarını yükseltmektedirler. Devletlerin ve hükümetlerin bu itirazlara yanıtı ise şiddetin her türünü sistematikleştirip yaygınlaştırma ve hayatın tek gerçeği olarak toplumlara dayatma şeklinde olmaktadır. Bugün tüm dünyada yaşanan ağır kriz karşısında insan haklarını savunmak ve kurucu rolünü yeniden etkin kılmak en asli görevimizdir” dedi.

“İstanbul Sözleşmesi’nden çıkılmasının zararlarını gördük”

Türkiye’de var olan hak ihlallerine değinen Şükran Aktaş, “Siyasal iktidarın ekonomiden toplum sağlığına ülkenin her meselesini güvenlik sorunu haline getiren, toplumu kutuplaştıran, ülke içinde ve dışında şiddeti esas alan, bilhassa da Kürt sorununun ve uluslararası sorunların çözümünde çatışma ve savaşı tek yöntem haline getiren politikaları sonucunda 2024 yılında da yoğun yaşam hakkı ihlalleri yaşanmıştır. Çok faklı toplumsal kesimlerden insanlar ya doğrudan kolluk güçlerinin şiddeti ya da devletin, ‘önleme ve koruma’ yükümlülüğünü yerine getirmemesi sonucu yapısal şiddetin ve/veya üçüncü kişiler tarafından gerçekleştirilen şiddetin sonucu yaşamlarını yitirmişlerdir” sözlerini kaydetti.

Konuşmasında İstanbul Sözleşmesi’ne de değinen Aktaş, “2024 yılında yüzlerce kadının erkekler tarafından öldürülmesi; LGBTİ+’ların ayrımcı, fobik ve nefret içerikli saldırılara maruz kalması, yüzlerce kadın ve LGBTİ+’nin işkence ve diğer kötü muamele ile gözaltına alınması; yetkililerin bizzat desteği ile LGBTİ+ karşıtı nefret mitinglerinin yapılması ve her bakımdan derinleşen ayrımcılık ile İstanbul Sözleşmesi’nden çekilme kararının ne denli olumsuz etkiler yarattığını görmüş olduk” ifadelerini kullandı.

“Ekonomik kriz kadınları, çocukları ve mültecileri vuruyor”

Seçer: “Rekorlar şehrinde rekorlara koşuyoruz” Seçer: “Rekorlar şehrinde rekorlara koşuyoruz”

Ekonomik krizin en çok kadınları, çocukları ve mültecileri vurduğunu söyleyen Aktaş, “Türkiye uzunca bir süredir Cumhuriyet tarihinin en ağır ekonomik krizini yaşıyor. Yıllardır uygulanan borçlanmaya dayalı neoliberal ekonomi politikalarının, savaş ve çatışma harcamalarının sebep olduğu ekonomik kriz ve derin yoksullaşma, yurttaşların hem biyolojik hem de sosyal yaşamlarını sürdürülebilmelerini tümüyle imkânsız kılan ağır insan hakları ihlalidir. Hayat pahalılığı, işsizlik, yoksulluk, güvencesizleşme ve örgütsüzleşme en çok kadınları, çocukları, mültecileri/sığınmacıları vurmaktadır. Bu koşullarda işçi ve emekçilerin kıdem tazminatı gibi kazanılmış haklarına dokunulmamalı, enflasyon rakamları manipüle edilmemeli ve iş cinayetleri önlenmelidir. İşçi ve emekçilerin hak arama eylemleri yasaklanmamalı, sendikalaşma, grev ve toplu eylem hakkı güvenceye alınmalıdır” diyerek hakların anayasal güvencesinin altını çizdi.

Açıklamanın ardından yazılan kartları PTT Şubesi’nden yollayan İHD Mersin üyeleri hak ihlalleri karşısında raporlamaya, önlem almaya, duyurmaya devam edeceklerini ifade ettiler.

Muhabir: Ceren Seyran İnan