Haber / Ceren Seyran İnan
20 Kasım Nefret Suçu Mağduru Transları Anma Günü dolayısıyla eylem düzenleyen İHD Mersin Şubesi, şiddet ve nefrete karşı bir araya gelerek Özgür Çocuk Parkı’nda basın açıklaması yaptı. İHD Mersin Şubesi LGBTİ+ Komisyonu’nun öncülüğünde yapılan açıklamada 2021 yılından bu yana 11 transın nefret cinayetiyle katledildiği ve transların sürekli nefret saldırılarına maruz bırakıldığı savundu.
“Nefret ve zorbalık çocuklukta başlıyor”
İHD Mersin Şubesi adına açıklama yapan Utku Kutbay, transların hayatının çocukluk evrelerinden itibaren zorluklarla ilerlediğini vurgulayarak, “Çocuklukta ve ergenlikte; öğretmenlerin, idarecilerin, akranların nefret ve zorbalığına maruz kaldıkları için kimi zaman eğitimlerini sırf bu yüzden yarıda bırakmak zorunda kalabiliyorlar. Yine kişinin dış etkilere çok açık olduğu bu dönemde alınan yaralar bir ömür boyu sürecek izler bırakabiliyor. Çalışma hayatı da translar için çeşitli baskı ve engellerle dolu. İlk aşamayı geçseler dahi varoluşları nedeniyle iş mülakatında çoğu kez gizlice bazen de açıkça reddediliyorlar. Çoğu trans iş arama motivasyonunu dahi kaybetmiş durumda, bu yüzden de zorunlu seks işçiliğinin cenderesinde polisin ve mafyanın baskısı altında çok zorlu bir yaşam mücadelesi vermek zorunda kalıyorlar” dedi.
“Katiller haksız tahrik indirimi alıyor”
İş yaşamından sağlığa, adalet mekanizmalarından günlük yaşama kadar her alanda transların sistematik olarak şiddet ve nefretle karşı karşıya kaldığını savunan Kutbay, “Transların sadece trans oldukları için sistematik bir şekilde maruz kaldığı yağmalama, gasp, yaralama, cinayet gibi suçlar yasa tarafından nefret suçu olarak kabul edilmiyor. Yargılanan suçlular çoğu zaman ya hiç ceza almıyor ya da ödül gibi cezalar veriliyor. Yıllardır tekrarlanan ‘kadın sandım, erkek çıktı’ gibi transfobik bahaneler hakimler tarafından ikna edici bulunuyor ve katiller haksız tahrik indirimi alıyorlar” diyerek cezasızlık sistemine tepki gösterdi.
“Her cesur çıkış nefretin karanlığını dağıtacak bir ışık olabilir”
Translara yönelik nefret suçlarının karşısında dayanışmanın ve birlikteliğin öneminin altınız çizen Kutbay, “Translar, küçük yaştan beri zorbalık ve nefretle mücadele ediyor, öyle ki bizatihi hayatları nefret kültürüne karşı bir cevap, bir onur nişanesi. Şiddetten arınmış barışçıl bir toplumda özgürce yaşama hayalimizden asla vazgeçmiyoruz, vazgeçmeyeceğiz. En ufak bir çabayı dahi küçümsememeliyiz, hakkını vermeliyiz. Her bir adalet çığlığı, dayanışmaya uzanan her bir el, her cesur çıkış nefretin karanlığını dağıtacak bir ışık olabilir. Bu anlamda sizleri de mücadelemize destek olmaya çağırıyoruz” diyerek nefrete karşı mücadele çağrısı yaptı.