Haber / Alper Yetgün
23 Aralık 1930 günü Manisa'dan Menemen'e gelen bir grup, camiden aldıkları yeşil sancağı ilçe meydanına dikerek silah zoruyla etraflarına adam toplarlar ve şeriat mitingi düzenlemeye başlarlar. İlk eylemciler arasında, Giritli Derviş Mehmet, Şamlı Mehmet, Sütçü Mehmet Emin, Nalıncı Hasan ve Küçük Hasan yer alırken kısa sürede büyüyen isyancı gruba kendisini mehdi olarak tanıtan Derviş Mehmet öncülük eder.
Kalabalığın artması ve olayların büyümesiyle birlikte olay yerine gelen Yüzbaşı Fahri Bey, isyancı grubun dağılmasını ister. İsyancı grubun direnişlerini devam ettirdiğini gören Yüzbaşı Fahri Bey, gerekli tedbirleri almak üzere olay yerinden ayrılırken konuyu 43. Piyade Alayı'na bildirir.
KUBİLAYIN ŞEHİT EDİLMESİ
Asıl mesleği öğretmenlik olan ve ordu da yedek subay olarak askerlik görevini yapan Asteğmen Mustafa Fehmi Kubilay, alay komutanının emriyle isyancı güçleri bastırmak için olay yerine gelir. İsyancıları teslim olmaya ikna etmeye çalışan Kubilay, silahlı bir isyancı tarafından vurulur. Kubilay'ın yaralandığını gören askerler isyancı gruba ateş açar. Ancak askerlerin silahlarında öldürücü etkisi olmayan manevra fişekleri vardır.
Kendisini mehdi ilan eden Derviş Mehmet "Bana kurşun işlemiyor" diyerek etrafındaki kalabalığı galeyana sürükler. Yaralı olarak olay yerinden uzaklaşan Kubilay, isyancı güçler tarafından cami avlusunda yakalanır. Derviş Mehmet, Kubilay'ın başını keserek onu cami avlusunda şehit eder. Vahşice şehit edilen Kubilay'ın başı ilçe meydanında isyancı güçler tarafından direğe asılır.

MUSTAFA KEMAL ATATÜRK'ÜN "MENEMENİ YAKIN" EMRİ
Olayın Ankara'da duyulmasının ardından Mustafa Kemal Atatürk, öfkeyle İsmet İnönü, Zekai Apaydın, Fahrettin Altay ve Kazım Özalp'i Köşk'e çağırır.
Olaya hatıratlarında yer veren Kazım Özalp, Atatürk'ün sözlerini şu şekilde anlatır:
"Bu ne haldir, mürteciler hükümet meydanında ordunun subayını din adına boğazlayabiliyorlar. Binlerce Menemenliden kimse çıkıp mani olmuyor, bilakis tekbirlerle teşvik ediyorlar. Yunan idaresi altındayken bu hainler neredeydiler? Onların namusunu ve dinini kurtaran ordunun bir subayına reva gördükleri bu saldırının cezasını yalnız hain katiller değil, hepsi en ağır şekilde çekmelidir. Bu Cumhuriyet'i ve bizim başımızı kesmektir. Bundan bütün Menemen sorumludur. Bu kasaba 'Vilmodit' ilan edilmeye müstahak olmuştur''
İSYANCILARIN CEZALANDIRILMASI
Mustafa Kemal Atatürk'ün, Cumhuriyet'e ihanet olarak değerlendirdiği Menemen Olayı ile ilgili olarak bölgede sıkı yönetim ilan edilir. Divanıharp'te yapılan yargılanmaların ardından 36 (ölmüş olan bir sanık ile birlikte 37) kişinin idama mahkûm edilmesine, 40 kişinin sorumsuzluğu nedeniyle salıverilmesine, 27 sanığın beraatine, 41 kişiye çeşitli hapis cezaları verilmesine hükmedilir ve karar Meclis’in onayına sunulur. İdam hükümlülerinin altısı küçük yaşta olduğundan cezaları ağır hapse çevrildi. TBMM Adalet Divanı ayrıca iki idamlığın cezasını iki yıl hapse çevirdi.
Diğer 28 idam mahkûmu, 3 Şubat 1931 gecesi Menemen'de idam edildi. Bazıları Kubilay'ın başının kesildiği yerde asıldı. Mahkûmlardan biri idam sehpasının önünden kaçtı. İki hafta sonra yakalandı ve ertesi gün idam edildi.
26 Aralık 1934 tarihinde Menemen'de iki bekçi ve Kubilay için anıt dikildi. Anıtın üzerinde şöyle yazar: "İnandılar, dövüştüler, öldüler. Bıraktıkları emanetin bekçisiyiz."




