Haber / Ceren Seyran İnan
Muhtemelen daha önce şöyle bir cümle kurmuş veya duymuş olmalısınız: "Son zamanlarda günler çok çabuk geçmeye başladı, eskiden böyle değildi" veya "Bu hafta nasıl geçti, hiç anlayamadım." Zaman algısının dönemsel olarak ne denli hızlı ya da yavaş geçtiğini yetişkinler daha yüksek bir oranda farkına oluyor. Bununla uygun bir şekilde, yapılan araştırmalarda, "Zaman sizce daha mı hızlı; yoksa daha mı yavaş geçiyor?" sorusunun yöneltildiği çocuk ve yetişkin deney grupları, birbirlerinden belirgin şekilde farklı cevaplar veriyor. Bu çalışmalardan birinde çocuklar, zamanın çok yavaş geçtiğinden bile şikayet ettiler. Çalışmalar, zaman farkındalığı algısının ilerleyen yaşla beraber değişebileceğini gösteriyor. Bu değişimin ise bireyin zamansal ve sosyal yönelimindeki adaptasyonundan kaynaklandığı düşünülüyor. Zamanın kişi için öznel algılanması oldukça mantıklıdır; çünkü enerji açısından değerlendirildiğinde yaşlı insanlar için gelecek zamanın uzunluğu, genç ve yetişkin bireylere göre daha sınırlıdır. Bir diğer deyişle, yaşlı insanlar için kişisel planlar ve beklentiler gittikçe azalmaya başlar.
Aynı zamanda hayatımızdaki rutinler bu algıyı oldukça etkiliyor. Bu rutinliğe sebep olan şey aslında toplumsal sistemdir. Aklınız fazlasıyla doludur; bir yandan işiniz ya da okulunuz, aile hayatınız, gündemdeki olaylar, hobileriniz derken her şey bir döngüye girer ve sıra dışı şeyler yapmaya fırsat bulamaz olursunuz. Uzmanlara göre bütün bu yaş, fiziksel yapı, günlük rutinler zaman algımız üzerinde ciddi etkiler bırakıyor. Bu nedenle bazılarımıza onlarca gün gibi gelen zaman aralığı bazılarımız için göz açıp kapayıncaya kadar geçtiği hissini bırakıyor.
Peki sizlerin zamanın geçişine dair fikirleri neler? Kaçımız Eylül’ün 1 hafta sürdüğünü düşünüyor?