Haber / Ceren Seyran İnan

2024-2025 eğitim öğretimin ilk döneminin sonunda eğitim sistemine ve ilk yarıya dair değerlendirmelerini yapan Eğitim-Sen Mersin Şubesi, Yenişehir Milli Eğitim Müdürlüğü önünde basın açıklaması düzenleyerek temsili karne pankartını açtı. Açıklama yapan Eğitim-Sen Mersin Şube Başkanı Mahmut Sümbül, Mersin’de bulunan okulların verilerini paylaşarak, temizlik personellerine dair konuştu. Okulların hijyen sorununu hatırlatan Sümbül, “Eğitim öğretim yılının başından itibaren haftada üç gün çalışan geçici temizlik personelinin, okul hijyeni için yetersiz olduğu görülmüştür. Bu durumun olumsuz sonuçlarını yaşayan eğitim emekçileri ve veliler okullarda salgın hastalıkların yayılma riskine dikkat çekerek acil çözüm talep etmektedir. Hükümetin tasarruf politikaları kapsamında temizlik personelinin çalışma günlerinin azaltılması, okullardaki hijyen koşullarını ciddi şekilde tehlikeye atmış ve öğrencilerin sağlığını riske sokmuştur. Eğitimin niteliğini korumak ve öğrencilerimizin sağlığını güvence altına almak için okullarda hijyenin tam anlamıyla sağlanması zorunludur” dedi.
“Eğitimde yapısal sorunlar devam ediyor”
İlk dönem konusunda Eğitim-Sen verilerini aktaran Sümbül, “Eğimin yapısal sorunlarına çözüm üretilmemiştir. Çocuklara ve haklarına yönelik tehditler devam etmektedir. Eğitim dışına itilen çocuk sayısı son üç yılın en yüksek seviyesindedir. Kız çocuklarının eğitim haklarına yönelik müdahaleler sürmektedir. Okul terki sorunu çözüm beklemektedir. Okullarda yaşanan dinselleşme uygulamaları sürmüştür. Eğitimde ticarileşme sonucunda okul masrafları artmıştır. Yeni müfredat sorunları beraberinde getirmiştir. Kalıcı yaz saati uygulaması eğitimi ve öğrencileri olumsuz etkilemiştir. Öğretmenlik Meslek Kanunu (ÖMK) tüm eleştirilere rağmen yasalaşmıştır. Eğitim emekçileri sık sık okulda şiddetin hedefi haline gelmiştir. MEB tarafından ‘ihtiyaç ve norm kadro fazlası’ olarak belirlenen çok sayıda öğretmen mağdur edilmiştir” sözlerini kaydetti.
“Gündelik değil köklü çözümler gerekli”
Eğitim-Sen olarak sorunların çözümünde köklü değişimleri benimsediklerini belirten Sümbül, “Kamusal eğitim politikalarının odağında, bilimin ışığında, eşitlik ve laiklik temelinde bir eğitim sistemi inşa etmek yer almalıdır. Kamusal eğitim, siyasal iktidarın ve bir bütün olarak devletin ekonomik ve demokratik talepleri karşılaması için zorlandığı, eğitim hizmetinin herkes için eşit, parasız, nitelikli ve ulaşılabilir olmasını ifade eden bir kavramdır. Bir ülkede herkesin eşit koşullarda yararlanabileceği bir eğitim hakkından bahsedebilmek için eğitimin fiziksel ve ekonomik yönden de erişilebilir olması gerekir. Eğitime erişim hakkını düzenleyen her türlü ulusal/uluslararası yasa ve sözleşme, devletlere bu hakkın ayrım yapılmaksızın sağlanması yükümlülüğünü getirmektedir. Okullarda verilen eğitimin içerik bakımından dini esaslara göre değil, bilimsel esaslara dayalı olması, eğitimin gerçek anlamda laik ve demokratik bir yapıda örgütlenmesi yönündeki mücadelemizi kararlılıkla sürdüreceğimiz bilinmelidir” ifadelerini kullandı.





