Yalova Eğitim ve Araştırma Hastanesi Kardiyoloji Doktoru İsmail Ünğan, kalp damar hastalıklarına karşı, “Sigara içmeyin, az yiyin, bol yürüyün” önerisinde bulundu.

Eşrefpaşa Hastanesinin yeni başhekimi Doç. Dr. Başak Bayram göreve başladı Eşrefpaşa Hastanesinin yeni başhekimi Doç. Dr. Başak Bayram göreve başladı

Kardiyoloji Anabilim Dalı. Öğretim Üyesi Dr. Ünğan, 29 Eylül Dünya Kalp Günü nedeniyle açıklamalarda bulundu. Tüm dünyada en yüksek ölüm sebeplerinin başında kalp damar hastalıkları ve inme durumunun geldiğini söyledi. Dr. Ünğan, sanayileşmeyle beraber artan fiziksel aktivite kısıtlılığı, artan yaşam stresi, sağlıksız beslenme, alkol, tütün tüketiminde artış, yaşam süresinin artmasıyla beraber maruz kalınan kronik hastalıklar, şeker, tansiyon ve yüksek kolesterolün sebep olduğu sonuçlar neticesinde kalp damar hastalıkları ve inmeye olaylarının arttığını ifade etti.

Türkiye’de her yıl yaklaşık 300 bin yeni kalp damar hastalığının teşhis edildiğini ve yaklaşık da 125 bin ölümün gerçekleştiğini anlatan Dr. Ünğan, “Kalp damar hastalıkları tüm dünyada tüm ölümlerin yüzde 33-35’ini kapsamaktadır. Kalp damar hastalıkları ve inme konusunda, yüksek tansiyon, şeker hastalığı, kolesterol değerlerinin kanda yüksek olması, yetersiz fiziksel aktivite, stresin artması, sigara, alkol tüketiminin olması bunların hepsi risk faktörü olarak anılmaktadır. Beklenen yaşam süresinin artmasıyla beraber özellikle kronik hastalıklara karşı maruz kalınan sürenin artması ve bu olumsuz davranış şekillerinin beraberinde bu hastalıkların gün geçtikçe yıkım oranını artırmakta, hastalar bundan dolayı ciddi sorunlar yaşamaktadır” dedi.

Kalp damar hastalıklarından korunma yolları

Dünya Kalp Federasyonu, Kardiyoloji Derneği başta olmak üzere bağlı olan üyelerin kalp damar hastalıklarına yakalanmama, yakaladığında tekrar hastalığın olmaması konusunda farkındalık çalışmaları sürdürdüğünü ifade eden Dr. Ünğan, şöyle konuştu:

“Biz hekimler sahada vatandaşlarımıza da fırsat bulduğumuz sürece tekrar tekrar hatırlatarak bu hastalıkların olabildiğince yükünü hafifletebilmeye çalışıyoruz. Özellikle tansiyonla mücadelemizde, tansiyon takiplerimizi yaptıralım. Hasta olmasak bile en az yılda bir defa tansiyonumuzu ölçelim. Hastalığımız varsa ilaçlarımızı düzenli kullanalım. Tansiyon konusunda, sigara alkol tüketimi, yetersiz fiziksel aktivite konusunda dikkat edelim. Tüm dünyada artan dengesiz beslenme, ciddi bir sağlık sorunudur. Bu özellikle şeker hastalığı olmak üzere yüksek kolesterol, tansiyon yüksekliği beraberinde bir sürü komorbid durumu getirir. Bu konuda kişilerin dengeli, yeterli ve sağlıklı beslenmesine özendirmemiz gerekiyor. Akdeniz tarzı diyetle beslenme, sebze, meyve ürünleri, kuruyemişler, balık ürünleriyle beslenmemiz gerekiyor. Onun haricinde işlenmemiş tahıllar, az yağ oranına sahip süt ürünlerini önermemiz gerekiyor. Bunun haricinde doymuş yağlardan oluşan margarin gibi ürünler kullanmamamız, kırmızı et ürünlerini azaltmamız, şekerli meyve suyu içecekleri, endüstride hazırlanmış içecekleri, enerji içeceklerini tüketmememiz gerekiyor. Hastalara mutlaka alkol sigara kullanımını bırakması yönünde cesaretlendirmemiz gerekiyor. Artan yaşam stresiyle beraber, yoğun çalışma temposu sağlıklı yaşam konusunda birazcık kısıtlamaya neden oluyor. Yine de biz fırsat buldukça haftanın 5 günü hafif orta düzeydeki zorlukta bir egzersizle, yani şöyle, orta tempolu bir yürüyüşle, bu mümkünse rampa yukarı olmayacak şekilde, düz zeminde yürüyüş yaparak mutlaka fiziksel aktivitemizi yerine getirmemiz gerekiyor.”

Davranış şekillerini değiştirerek hastalıklarda yüzde 80 oranında azalmaya gidebilir

Dr. Ünğan, davranış şekillerini değiştirilerek kalp damar hastalıklarına yakalanma oranının düştüğünü belirterek, “Alkol, sigara tüketimi, düzensiz, dengesiz beslenme, fiziksel aktivitenin olmaması, psikososyal stresin altında olma. Bunları eğer yeterli bilgi ve deneyimle azaltırsak ya da olabildiğince yok seviyesine getirirsek biz bu kalp damar hastalıkları ve inme dediğimiz kronik hastalıklarda yaklaşık yüzde 80 oranında bir azalmaya gidebiliriz. Çünkü maalesef artık dünya genelinde, ülkemizde de gittikçe artan sıklıkta bizim metabolik sendrom dediğimiz, kronik hastalıkların birleşimi olan bir durum. Kendini artan kiloyla gösteren bu kompleks bir hastalık tanımı maalesef bizi kalp damar hastalılarıyla beraber birçok hastalığa yatkın hale getiriyor. Hastalarıma şunu söylüyorum, 3 öneriyle, sigara içmeyin, az yiyin, bol yürüyün. Bunu yaptığımız sürece kalp sağlığımız daha iyi olacak” ifadesini kullandı.

Dr. Ünğan, Sağlık Bakanlığı’nın bu sene “Önce sen, önce kalbin, kalbinin kahramanı ol, harekete geç” sloganıyla farkındalık oluşturmak istediğini sözlerine ekledi.

Kaynak: iha