Türkiye'nin etrafındaki savaşların bitmesi ile birlikte özellikle Çin'e karşı alınacak tedbirlerin Türkiye'nin yıldızını tekrar parlatacağını belirten İstanbul Demir ve Demir Dışı Metaller İhracatçılar Birliği Başkanı Çetin Tecdelıoğlu, geçtiğimiz yılı 12,5 milyar dolar ihracat ile kapatan sektörün bu yıl 14 milyar dolara ulaşabileceğini söyledi. Savaşlar nedeniyle kaybedilen pazarların Türkiye'nin önünde büyük bir potansiyel olarak durduğuna dikkat çeken Tecdelioğlu, "2022'de ulaştığımız 14,4 milyar dolardan sonra 2023 ve 2024'ü 12,5 milyar dolarla tamamladık. Türkiye'nin kuzeyindeki ve güneyindeki savaşlar ve seçimli bir yıldı. Tüm bunlara karşı ihracatımızı aynı seviyede tutmayı başardık. Yılın son aylarında Suriye'deki savaşın bitmesi ve ABD’de Trump yönetiminin Çin'e getireceği kısıtlamaların Türkiye üzerindeki olumlu etkilerinin görülmeye başladı. 2025'e çok daha umutlu bakıyoruz. Bu yıl Türkiye için yeni fırsatların doğmasını bekliyoruz. Suriye'deki durumun normalleşmesinin ardından İsrail-Filistin ve Ukrayna-Rusya savaşlarının biteceği yönünde beklentiler giderek artıyor. Türkiye için en büyük fırsatlar bu savaşların bitmesinin ve bölgenin normalleşmesinin ardından gelecek. Sadece Rusya bölgesinde 10 milyar dolarlık bir pazar kaybı yaşadık. Suriye'de de aynı şekilde çok ciddi kayıplarımız oldu. Biz Suriye'de müteahhitlik hizmetleri, altyapı, üst yapı, eğitim, barınma ve bu başlıkla ilgili en az 10 milyar dolar ve üzerinde bir ekstra pazar yakalayacağımızı tahmin ediyoruz. Savaşlar nedeniyle kaybedilen pazarlar Türkiye'nin önünde büyük bir potansiyel olarak duruyor. Ayrıca Türkiye dünyada tedarik zincirinde çok önemli bir ülke. Etrafımıza baktığımız zaman, hızlı teslimatıyla, parsiyel mal üretme kapasitesiyle, güçlü bankacılık sistemiyle, güçlü lojistik ve sigortacılık ağıyla dünyaya iyi ürün tedariği yapabilecek bir ülke konumunda. Bunu iyi değerlendirmemiz lazım. Avrupa ve Amerika otomotivden elektroniğe, makinadan elektriğe kadar birçok önemli sektörü Çin'e kaptırmış durumda ve tüm dünyada Çin'e ve Uzakdoğu'ya karşı bir eylem var, koruma duvarları örülmeye başladı. Türkiye'nin bu fırsatı görüp dünyaya partner olabilecek ülke konumunu güçlendirmesi gerekiyor. Türkiye zaten uzun süredir dünyada otomotivin, makinenin, savunma sanayinin ve buna bağlı sektörlerin iyi bir yan sanayisi olmuş durumda. Yan sanayideki güvenilir ülke, güvenilir tedarik zinciri ülkesi olma statümüzü kaybetmememiz gerekiyor. 2025'te bütün hedefimiz, bütün hayalimiz, bütün çalışmamız ve organizasyonumuz çift rakamlı büyümeyi elde etmek üzerine. Savaşlarla kaybettiğimiz pazarlar yanında yeni pazarlar bulma yönündeki çalışmalarımız da devam edecek. 2025'e damga vurmayı hedefliyoruz. İhracatçının ana bankası ve en büyük destekçisi Eximbank'ı takdirle karşılamak lazım. Bundan sonraki dönemde de hem Eximbank'tan hem de diğer bankalardan ihracatla ilgili alternatif ürünler geliştirmesini ve gelecek ihracat bedelleriyle ilgili stratejiler oluşturmasını bekliyoruz. Ayrıca geçen yıl faaliyetlerine başlayan Türk Ticaret Bankamız var ve hızlı bir şekilde büyüyor. İhracatçılarımıza da çok ciddi destek oluyor. Şu anda Eximbank'ın tam bir alternatifi olmasa da gelecekte ihracatçılara destek noktasında çok daha önemli bir konuma yükseleceğini düşünüyoruz. Bakırda miktarda yüzde 4,79'luk, değerde de yüzde 7,84'lük bir artış oldu. En büyük ikinci sektörümüz alüminyumda da miktarda yüzde 7,34, değerde yüzde 0,89'luk bir artış var. Alüminyumun birim fiyatı yüzde 6 düşmesine karşı miktarda ve değerde artı yazması bence alüminyum sektörünün ciddi bir başarısıdır. Hırdavatta da yüzde 8,27'lik bir birim fiyat düşüşüne karşı miktarda ve değerde artışlar yaşanması sektör açısından son derece önemli" dedi.