Zafer Güner, Mersin'in en eski balık avı dükkanının sahibi. Tam 45 yıldır balık avı malzemesi satıyor. Oltacıların Zafer Ağabeyi yıllardır hem satış yapıyor hem balık tüyolarını paylaşıyor hem mera yerlerinden haberdar ediyor müşterilerini. Zafer Güner'in dükkanı hoş sohbetinden pek boş kalmıyor. Haliyle balıkçıların maceraları da bol bol anlatılıyor. Peki Zafer Güner, satış yaptığı alanın hemen arkasında neden çan bulunduruyor? Güner, çanın hikayesini Yazı İşleri Müdürümüz Umut Çor'a anlattı.
Evet adınız, soyadınız?
Adım Zafer, soyadım Güner.
Zafer Ağabey, kaç senedir bu işi yapıyorsunuz?
Yaklaşık 50 yıla ulaştı. Yani 45 yıl net bu işin içindeyim. Çocukluktan beri…
Tabii babamızın hobisinden dolayı bize de geçti bu hobi aşkı. Ee biz de amatör olta balıkçılığını bir yerden aldık, gelişen teknolojilerle birlikte harmanladık. Yeni insanlar kazandırdık bu olaya. Bu işin sevilmesi için elimizden geleni yaptık. Yani sportif amatör olta balıkçılığı Mersin'imizde geçerli bir hobi.
Yani önce hobi olarak başladınız, sonra bunu mesleğinize çevirdiniz?
Evet.
Şu anda sizden daha eski balık malzemesi satan bir yer var mı Mersin'de?
Balık malzemelerinde biz ilk sayılırız yani son 40 yıldan beri ama kara avıyla birlikte tabii başka şey yapan meslektaşlarımız da var.
Yani siz burada aynı zamanda danışmanlık da yapıyorsunuz değil mi? Nasıl oluyor bu?
Evet, danışmanlık şöyle tabii, arkadaşların yeni başlayan arkadaşlar olsun veya yine tecrübe sahibi arkadaşlar olsun bizim tecrübelerimizden faydalanmak isteyen arkadaşlar oluyor. Bizim bilgimize de güvendikleri için bir bakıma onların nasıl bir av tekniği uygulayacağı hakkında bilgiler veriyoruz. Doğal olarak. Arada sırada burada tabii av anıları da anlatılıyor.
Burada bir de çanınız var. Onu ne için kullanıyorsunuz?
Evet, amatör balıkçılıkta küçük balığı büyük göstermek gibi bir alışkanlık vardır. Atış serbesttir ama bazen biraz fazla atılınca bir yerde noktayı koymak lazım oluyor. O zaman bu çanı çalıyoruz, titriyor, şöyle bir kendine geliyor. Yani benden de ustaları var diyor.
Peki, son sorumuz, 40 yıldır bu işi yapıyorsunuz ve burada binlerce balık avcısından av anıları dinlediniz. Eskiye göre balık nasıl?
Tabii eskiye göre balık potansiyeli çok daha az. Evet, ister istemez gelişen şehrimiz çok büyük bir nüfusa sahip oldu. Denize boşalan kimyasallar arttı. Denetimler az. Balıkçılık, ekipmanları çok. Balık teknikleri gelişti. Balığın çok düşmanı var artık. Balık da üreyemiyor. Aslında bizim bölgemiz sığ bir bölge deniz olarak, derinde olmadığı için herkes balığı kolayca avlayabiliyor. Potansiyel de düşüyor doğal olarak.
Son olarak söylemek istediğiniz bir şey var mı?
Son olarak söylemek istediğim bir şey tabii ki üç tarafı denizlerle çevrili memleketimizde balıkçılığın çok minimum noktalarda yaşanması. Yani bunun geliştirilmesi için bir Denizcilik Bakanlığı'nın kesinlikle kurulmasını istiyorum.
Yani bu sektörün gelişmesi lazım. Türkiye'nin çok daha büyük yerlerde olması lazım. Bu önemli bir faktör. Arkadaşlara da avlanmaları konusunda tabii bilinçli şekilde avlanmak çok önemli. Küçükten büyüğe kadar herkesin etik avcılık yapması ve bunu da aktarması gerekiyor.