Ankara Sanayi Odası, Türkiye’de sanayinin daha da gelişmesi ve ekonomik kalkınmanın hızlanmasına katkı sağlamak için hazırladığı çalışma raporlarına bir yenisini daha ekledi. ASO, Türkiye’nin insan kaynağının ekonominin talepleri doğrultusunda ve yetkinliklerin güncellenmesi için yol haritası niteliği taşıyan “İş Gücü Piyasasına Mesleki ve Teknik Eğitimin Entegrasyonu: Uyum ve Gelecek Öngörüleri Çalışma Raporu”nu yayımladı. Raporda, Türkiye’deki mevcut mesleki ve teknik eğitim sistemi tüm detaylarıyla ele alındı. Almanya, Avusturya, Danimarka, Fransa, İspanya ve Norveç’in eğitim sistemlerinin de ele alındığı raporda, Türkiye’nin eksiklikleri tespit edilirken, politika önerilerine de yer verildi.
Küresel ekonomilerde yaşanan dijitalleşme ve yeşil dönüşümün, mesleki ve teknik eğitim sistemlerinin yeniden yapılandırılmasını zorunluğu hale getirdiğinin vurgulandığı raporda, Türkiye’nin mesleki eğitim kurumlarının altyapı eksiklikleri ve müfredat yetersizlikleri nedeniyle uluslararası standartların gerisinde kaldığına dikkat çekildi.
“Uçurum daha da derinleşebilir”
Raporda, yeşil dönüşüm ve dijitalleşmenin, iş tanımlarını da radikal bir şekilde değiştirdiği belirtilerek, “Büyük veri, yapay zeka, yenilenebilir enerji gibi alanlarda oluşan yeni meslekler, mesleki ve teknik eğitimin bu dönüşüme ayak uydurmasını zorunlu hale getiriyor. Türkiye’nin bu dönüşümü yakalayabilmesi için mesleki eğitimi, dijital beceriler ve sürdürülebilirlik temelinde yeniden şekillendirmesi gerekiyor. Aksi takdirde, mevcut beceri setleri ile iş piyasası ihtiyaçları arasındaki uçurum daha da derinleşebilir” ifadelerine yer verildi.
Kapsamlı bir eğitim reformuna ihtiyaç var
Türkiye’nin yüzde 17,4 ile genç işsizliğinde OECD ülkeleri arasında en yüksek oranlardan birine sahip olduğunun belirtildiği raporda, işverenlerin ’beceri eksiklikleri’ nedeniyle çalışan bulmakta zorlandığına dikkat çekildi. Mesleki ve teknik lise mezunlarının iş gücüne katılım oranı görece yüksek olsa da, işverenler tarafından yeterli niteliklere sahip görülmemelerinin, bu okullardan mezun olan gençlerin istihdamını zorlaştırdığı vurgulanarak, “Milli Eğitim Bakanlığı ile İŞKUR gibi kurumlar arasında geliştirilecek daha sıkı bir iş birliği, mezun-işveren eşleşmesini kolaylaştırabilir ve işsizliği azaltabilir” denildi. Türkiye’de eğitimin kalitesi ve iş gücü piyasası ihtiyaçları arasındaki uyumsuzluğa dikkat çekilen raporda, bu sorunu çözmek için kapsamlı bir eğitim reformuna ihtiyaç olduğu savunuldu.
Mesleki eğitimin kalitesi ve prestiji yükseltilmeli
Türkiye’de mesleki eğitime yönelik, “niteliksiz öğrencilerin eğitimi” şeklinde toplumsal bir algı olduğunun vurgulandığı raporda, bu durumun başarılı öğrencilerin mesleki liseleri tercih etmemesi yönündeki önyargıyı güçlendirdiği ifade edildi. Almanya ve Finlandiya gibi ülkelerde mesleki eğitimin prestijinin yüksek olduğuna dikkat çekilerek, “Türkiye’nin bu algıyı değiştirebilmesi için mesleki eğitimin kalitesini artırarak daha nitelikli öğrencileri çekmesi ve mezunları için istihdam fırsatlarını güçlendirmesi gerekiyor” ifadelerine yer verildi.
Raporda, “Türkiye, OECD ülkeleri arasında ne eğitimde ne de istihdamda olan gençlerin oranının (yüzde 27,93) en yüksek olduğu ülkelerden biri. Bu kesimin iş gücüne dahil edilebilmesi için mesleki eğitimin çekiciliği artırılmalı ve bu programlar daha erişilebilir hale getirilmelidir. Aynı zamanda sosyal ve ekonomik politikalarla bu gençlerin eğitim-iş döngüsüne dahil edilmesi sağlanmalıdır” görüşüne yer verildi.
"İşyeri ve okul temelli mesleki eğitim”
Raporda Almanya’daki ikili eğitim sisteminin işyeri ve okul temelli öğrenmeyi bir araya getirerek mesleki eğitimi iş gücü piyasasına en etkili şekilde entegre ettiğine vurgu yapılarak, “Türkiye’de bu modelin uygulanması, sanayi ve eğitim kurumları arasında daha güçlü bir iş birliği gerektiriyor. Özellikle teknolojik alanlarda bu sistem, Türkiye’nin genç işsizliği azaltma çabalarına katkı sağlayabilir” denildi. Raporda, Avusturya ve Danimarka’da uygulanan, gençlerin mesleki beceriler kazanmasını sağlayan çıraklık eğitim modellerinin Türkiye için önemli bir rehber olabileceği de belirtildi.
Türkiye’de işsizliğin ana nedenlerinden birinin beceri eksikliği olduğuna dikkat çekilen raporda, “Mesleki eğitim müfredatının sanayinin ihtiyaçlarına uygun hale getirilmesi, işverenlerin bu şikayetlerini azaltabilir ve iş gücü piyasasında daha etkili bir eşleşme sağlayabilir” ifadelerine yer verildi.
Raporda, Mesleki ve Teknik Anadolu Liselerinin akademik eğitimde yetersiz olduğunun altı çizilerek, müfredat reformları ve öğretmen eğitimine yönelik yatırımların, sorunun çözümünde kritik öneme sahip olduğu değerlendirmesi yapıldı.
“Genç işsizlik oranını düşürmek için kritik bir adım”
Ankara Sanayi Odası’nın hazırladığı çalışma raporlarıyla sanayinin daha da gelişmesi ve ekonomik kalkınmanın hızlanmasına katkı sağlamayı amaçladığını belirten ASO Başkanı Seyit Ardıç, “Sanayideki beceri ihtiyaçlarını karşılayacak, teknolojik donanımı yüksek bir mesleki eğitim ekosistemi oluşturmak Türkiye’nin hem iş gücü kalitesini artıracak hem de genç işsizlik oranlarını düşürmek için kritik bir adım olacak” dedi.