ADAMKAYALAR GEZİ NOTLARI

Abone Ol

Görenleri kendine hayran bırakan Adamkayalar’a on yıl gibi uzun bir süreden sonra ikinci kez ulaşacak olmanın heyecanıyla yola koyuldum. Aslında bu tatlı heyecanın bir endişeye dönüşeceği korkusunu da taşıyordum. Adamkayalar’ın 2009 yılında tarihi eser kaçakçıları tarafından dinamitlerle tahrip edildiğini biliyordum. Ama bu tahribatı çıplak gözle görecek olmanın hüznü de içime çökmüştü.

Mersin’den 70, Kızkalesi’nden 6 kilometre uzaklıkta yer alan Adamkayalar’a zevkli bir bisiklet yolculuğuyla ulaştık. Kızkalesi’nden sonraki dik tırmanışın zorlayıcılığını saymazsak seyahatimiz oldukça keyifli geçti. Adamkayalar’a, 5 kilometrelik bir yokuştan sonra Hüseyinler Köyü’ne varmadan sola dönülüp 1 kilometre daha taşlı bir yoldan ilerlendiğinde ulaşılıyor.

Adamkayalar’ın bulunduğu bölge aslında bir kale yerleşimi. Adamkayalar’ın kuzeydoğusundaki kale kalıntıları, içerisinde yolları kontrol eden askeri bir garnizonu da bünyesinde barındırıyor. Surların içindeki kemerler oldukça dikkat çekici. Kale yerleşiminden güneye baktığınızda seyrine doyamayacağınız muhteşem bir kanyon manzarasıyla karşılaşıyorsunuz. Buradan gözleriniz Kızkelesini, denizin içerisinde yer alan küçük bir kaya parçası gibi görecektir. Kıvrıla kıvrıla uzanan kanyonun içindeki Şeytan Deresi günümüzde kurumuş durumda. Antik dönemde Şeytan Deresi (Mitan Deresi) vadisinin içinden, Kızkalesi’ndeki (Korykos) limana at arabalarıyla zeytinyağı taşınırmış. Dere yatağının kalkerli düzgün tabanında, araba tekerlerinin aşındırdığı yüzeyleri bugün bile görmek mümkün.

Adamkayalar’ın yer aldığı vadiye, bilgilendirici levhanın hemen yanından, antik dönemde kayaların oyulmasıyla oluşturulmuş dik basamaklardan oluşan patikadan iniliyor. İniş, bir uçurumun üzerindeki düzlükte son buluyor. Düzlükte 40-50 metre kadar ilerlediğinizde, vadinin doğuya bakan dik yamacında olanca görkemiyle Adamkayalar sizi karşılıyor. Bu büyüleyici manzara sizi, içinde bulunduğunuz zamandan tarihin derinliklerine götürecektir.

Adamkayalar’ın M.Ö 4. yüzyıl ile M.S 2. yüzyıl arasında yapıldığı tahmin ediliyor. Kabartmaların yapımının bu kadar uzun bir zamanı kapsamasının nedeni bölgenin kutsal bir alan olarak seçilmesi. Böylelikle dönemler boyunca kayalara kabartmalar yapılmış. Buranın kutsal oluşuna bir işaret de kabartma sırasının ortasında beş basamaktan oluşan bir sunağın varlığıdır. Şeytan Deresi Vadisi’nin sarp yamaçlarında 9 niş içerisinde 11 erkek, 4 kadın, 2 çocuk ve Roma Kartalı kabartmalarını görmek mümkün. Antik dönemin ileri gelenlerine (Asker-rahip krallar) ve ailelerine ait bu kabartmalar yalnızca Kilikia bölgesinde değil Anadolu’da hatta dünyada da eşsiz bir durumda. Anadolu’nun hiçbir yerinde bu yoğunlukta kabartma bir arada bulunmuyor.

Yaklaşık 2400 yıllık bir geçmişe sahip kabartmalar maalesef son on yıl içerisinde define bulma gerekçesiyle dinamitlerle tahrip edildi. Bu tahribatla kabartmaların biri tamamen yok olurken bazıları da zarar gördü. Tarihi eser kaçakçılarının bu kadar rahat hareket edebilmeleri yeni tahribatlara da zemin hazırlıyor. Bu sıkıntılar, ancak bölgeye sürekli bir koruma görevlisi tahsis edilerek giderilebilir. Kendi adıma on yıl aradan sonra gördüklerimle ilk gördüklerim arasında çok fark var.

Henüz vakit varken vadiye gidin, kanyonun ıssızlığında esen rüzgarı teninizde hissedin ve Adamkayalar’ın büyüleyici görüntüsünü dakikalarca izleyin. Her geçen yıl bir parçası yok edilen bu kültür mirası tamamen dinamitlenmeden, dünya gözüyle bu güzellikleri bir an önce görün derim.