28 Temmuz Hepatit Günü dolayısıyla açıklamalarda bulunan Altınbaş Üniversitesi Tıbbi Mikrobiyoloji Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Ahmet Özbek, Dünya Sağlık Örgütü’nün (DSÖ) verilerine göre, dünya genelinde 354 milyon insanın özellikle Hepatit B ve Hepatit C virüsüne yakalandığını ifade eden Özbek, hepatit enfeksiyonlarının her gün 3500 kişiyi hayattan kopardığını vurguladı.
Dünya Sağlık Örgütü’nün (DSÖ) 2024 yılı verilerine göre, dünya genelinde yaklaşık 354 milyon insan Hepatit B veya Hepatit C virüsüne yakalanmış durumda. Bu iki virüs, karaciğer sirozu ve karaciğer kanseri gibi ciddi sağlık sorunlarına yol açarak her gün 3500 kişinin hayatını kaybetmesine neden oluyor. Özellikle Türkiye gibi sığınmacıların yoğun olduğu ülkelerde, doğru verilerin elde edilmesi zorluklarla karşılaşırken, uzmanlar toplumun farkındalığının artırılması ve koruyucu önlemlerin titizlikle uygulanması gerektiğini vurguluyor.
Altınbaş Üniversitesi Tıbbi Mikrobiyoloji Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Ahmet Özbek de Hepatit Günü vesilesiyle yaptığı açıklamada, hepatitin karaciğerin iltihabı olduğunu ve hem mikroplar hem de mikrop olmayan etkenler tarafından tetiklenebileceğini belirtti. Özellikle virüslerin bu iltihaba sebep olduğunu ve ölümcül olabileceğini vurgulayan Prof. Dr. Özbek, "Her ne kadar birçok türden virüs karaciğer iltihabına sebep olabilmekteyse de bunlardan beş tanesi diğerlerinden daha fazla önem taşır. Bunlar Hepatit A, Hepatit B, Hepatit C, Hepatit D ve Hepatit E virüsleridir. Bu virüsler, bulaşma yollarındaki farklılıklar, karaciğerde oluşturdukları tahribatın derecesi ve hastalıkların ciddiyetindeki değişiklikler nedeniyle gruplandırılmaktadır" dedi.
Kronikleşme eğilimi ve ölüm riski var
Özellikle Hepatit B ve Hepatit C virüslerinin ciddi oranlarda kronikleşme eğilimi gösterdiğini belirten Özbek, bu virüslerin karaciğer sirozu, karaciğer kanseri ve ölüm gibi sonuçlara yol açabileceğini kaydetti. Dünya Sağlık Örgütü’nün (DSÖ) 2024 yılı raporlarına atıfta bulunan Özbek, dünya genelinde 354 milyon insanın Hepatit B ya da Hepatit C virüsü taşıdığını ifade etti. Ülkemizde kesin sayıların tespitinin zor olduğunu belirten Özbek, "Özellikle sığınmacıların yoğun olarak bulunduğu bölgelerde doğru rakamlara ulaşmak neredeyse imkansız gibi görünüyor" dedi.
Aşılar güçlü ve etkili koruma sağlıyor
Gelişmiş aşıların Hepatit B virüs enfeksiyonuna karşı güçlü ve etkili koruma sağladığını belirten Özbek, bu aşıların aynı zamanda Hepatit D virüsüne karşı da koruyucu özellikte olduğunu ve yeni doğan bebeklere doğumu takiben uygulandığında, Hepatit B enfeksiyonu olan annelerin bebeklerini hastalıktan koruduğunu vurguladı. Özbek aynı zamanda Hepatit B enfeksiyonlarında kullanılan antivirüs tedavilerinin siroz ve karaciğer kanseri gelişimini ciddi oranlarda azalttığını ve uzun, sağlıklı yaşamı beraberinde getirdiğini belirtti.
HCV enfeksiyonuna da değinen Prof. Dr. Özbek, HCV enfeksiyonuna sahip bazı hastaların kendi kendilerine iyileşebildiğini, iyileşemeyenlerde ise siroz ve karaciğer kanseri gibi hayati tehlikeler taşıyan sağlık sorunlarının geliştiğini belirterek HCV için aşı bulunmamasına rağmen, antivirüs tedavilerin neredeyse yüzde 95 oranında etkili olduğunu ve hastaların siroz ve karaciğer kanseri gibi sebeplerden ölümünü engelleyebildiğini kaydetti.
“Ölüme sebebiyet veren enfeksiyon etkenleri sıralamasında ikinci sırada”
DSÖ’nün Nisan 2024 tarihli raporuna göre, her gün 3500 kişinin hepatit virüs enfeksiyonları nedeniyle hayatını kaybettiğini ve 6000 yeni HBV ve HCV enfeksiyonunun kaydedildiğini belirten Özbek, bu rakamların hepatit virüslerini, ölüme sebebiyet veren enfeksiyon etkenleri sıralamasında tüberkülozdan sonra ikinci sıraya yerleştirdiğini söyledi. Prof. Dr. Özbek, "DSÖ, koruyucu önlemlere sıkı sıkıya uyulması gerekiyor. Özellikle HBV enfeksiyonlarına karşı koruyucu olan aşıların titizlikle yapılması lazım. HCV hastalarında tedavinin yaygınlaştırılması, HBV enfeksiyonunun yayılımını dolaylı olarak azaltmaktadır" dedi.
Ne gibi tedbirler alınmalı
Toplum olarak hepatit enfeksiyonlarına karşı farkındalığın artırılması gerektiğini belirten Özbek, sağlık çalışanlarının malzemeleri temiz veya steril kullanması, cinsel ilişki sırasında koruyucu tedbirlerin alınması, kan ve kan ürünleriyle doğrudan temastan kaçınılması gibi önlemlerin herkes tarafından bilinmesi gerektiğini ifade etti. Ayrıca, çocukların yanı sıra yetişkinlerin de aşılanmasına önem verilmesi gerektiğini ve her 5 yılda bir kan tahlili yapılarak aşının koruyuculuk seviyesinin ölçülmesi gerektiğini vurguladı.
“Önlemler, sağlıklı ve uzun bir yaşamın anahtarıdır”
Prof. Dr. Özbek son olarak "Hepatit virüs enfeksiyonlarının önemini bir kez daha vurgulayan DSÖ raporları, toplum olarak bu farkındalığı artırmamız gerektiğini ortaya koymaktadır. Hepatit virüslerine karşı alınacak önlemler, sağlıklı ve uzun bir yaşamın anahtarıdır" diyerek sözlerini sonlandırdı.